
Vedat ÖZKAN
Yazar, Araştırmacı ve Öngörü Uzmanı
İnşaat sahalarında çok başlılığın yarattığı tehlikeleri önlemek için işlevsel bir düzen kurabilme yeteneğine sahip yöneticiler, elmas kadar nadir bulunur!…
İnşaat kuruluşları zaman zaman iş ortaklığı veya konsorsiyum ya da birleşerek ayrı bir tüzel kişilik oluşturarak projeler üstlenirler.
Tek ortaklı işlerde çok başlılık daha ziyade şantiye ile merkez ofis arasındaki yetkilendirmelerde gerçekleşirken, ortaklı işlerde ise; hem işverenler veya onların yöneticileri hem de her bir ortağın haklarını korumak üzere atanan kişiler, ister istemez şantiyelerde yetki çatışmasıyla karşılaşırlar. Böylece, işlerin doğal olarak daha karmaşık ilerlemesine zemin hazırlarlar.

Birisi teknik kadroyu kurarken diğeri de idari kadroyu oluşturur veya benzer bir yöntem seçerler. Ama her halukarda üst yönetici sayısı çoğalır ve kadrolar mutlaka şişmeye başlar.
Proje, ortaklı veya tek kişilik şirket olsun önemli değil. Ama konumları birbirine yakın yönetici sayısı arttığında, işin başında eksiklikler fark edilmez veya göz ardı edilerek, gelecekteki sorunlar ötelenmiş olur.
Burada, bu yönde ortaya çıkan çok yöneticili şantiyelerin yaşadığı sorunlara ve bunların sonuçlarına odaklanacağız.
Çıkış Noktası
İnşaat işlerinde merkezi yönetim şantiye tarafından verilmesi gereken kararlara fazla müdahale ettiğinde, ister istemez gereksiz bir bürokrasi ortaya çıkar ve verilecek kararlar her zaman inşaat sahasındaki imalatın gerisinde kalır.
Ortaklı işlerde de karakteristik bir biçimde benzer durumlar ortaya çıkar ve kararların müşterek alınması için bir anlayış tüm şantiye geneline egemen olmaya başlar.
Çok başlılık, ya ilk organizasyon yapısında veya ilerleyen süreçte sürekli ofis kadrolarının yönetici statüsündeki kişi sayısının çoğalmasına neden olmaktadır. Hatta bu oluşum neredeyse kaçınılmazdır.
Bu durumun sonucu olarak, istenen raporlamada veya iş disiplinindeki istek sayıları çoğalır. Kişilerin yöntemlerine bağlı sunum şekilleri ortaya çıkar ve muhtemelen tüm bunlar, daha iş başlarken tasarlanmadığından sorunlar baş gösterir.
Bir yandan yöneticilerin çalışma şekillerine uygun raporlama ve sunumlar üzerine sistem yenilenirken, diğer yandan da hızla devam eden sürecin kontrol altında alınabilmesi için, alt kadrolar büyük bir çaba sarf eder ve gerçek bir düzen anlayışı hiçbir zaman egemen olamaz.

Tüm bunların sonucu olarak idari ve teknik kadrolarla işverenler, kendi kazdıkları kuyuya yavaş yavaş düşmeye başlarlar.
Bazı durumlarda ortaklıklar zarar görür. Bazen de yöneticiler işten ayrılmak zorunda kalır. Ama bu süreç başlamadan önce emir alan alt kadrolar, kişiye özel taleplere göğüs germekte zorlandıklarından bir kısmı ya işten çıkartılırlar ya da işi bırakmak zorunda kalırlar.
Böylece, zaten çok başlılık nedeniyle kırılgan olan düzen bir kez daha sarsılır. Ama burada yöneticinin işten ayrılması işi durdurmaz. Asıl sorun, emir alan kadroların işten ayrılmasıyla kargaşada bir adım daha ilerlenir ve kontrol edilebilir bazı maliyet unsurları biraz daha bozulmaya eğilim gösterir.
Dolayısıyla, asıl işverene sunulacak imalat ve belgelerde; onların beklentileri karşılanamaz duruma gelir ve şirketler bu maliyetlere katlanmak zorunda kalırlar.
Kısacası, tüm bunları önlemek ancak daha işin başında düşünülmesi durumunda işlevsel bir düzen oturtulabilir.
Fırsat ve Suistimal
Benzer görevlerde yönetici sayış arttığında, bu durum o yönetenler için hayal kırıklığı yaratabilir. Ama emir alan alt kadrolar için büyük bir fırsatın kapısı da olabilir.
Emir alan kadrolar bu tarz oluşumlarda statükoyu koruyabildikleri ölçüde, ilerleyen süreçte şantiyede düzen olsun veya olmasın, genellikle emir alanların ya konumları yükseltilir ya da karmaşık durumu kabullenmiş işverenlerin yöntem değiştirmesi sonucunda daha rahat bir çalışma ortamı oluşabilir.
Ama muhtelif bir zaman dilimi içerisinde ofis personelinin maliyetleri göze batmaya başladığında, işverenler yeni yapılanma girişiminde bulunur ve belirli kişileri tam da bu süreçte işten uzaklaştırmaya başlarlar.
Özetle; çok başlılığın hüküm sürdüğü şantiyelerde yöneticilik işi şantiye imalatının ortasına doğru yaklaşıldığı bir ortamda üstlenilmesi, en akılcı yol olacaktır.
Pek bir standardı olmamasına rağmen çok yöneticili işlerde, belirli bir kesim için suistimal yollarına mükemmel bir zeminin de oluştuğu asla unutulmamalıdır.

Çünkü gereksiz bürokrasi ile uğraşılırken denetim mekanizmasında otorite boşluğu oluşur ve zaman zaman tüm açıklar değerlendirilir.
Bu tür oluşumlar, ayrıca personelin maaş skalasında dengesizliklere neden olur ve bireylerin üretkenliği azalırken onların yeni iş arama eğilimleri de artar.
Tüm bunlar algı ve strateji ile ilişkili olup, insan davranışlarının doğuracağı sonuçların öngörülmesi gerekir ki, yaşlanan bir nüfusta nitelikli personelin elde kalması sağlanmalıdır.
Çünkü inşaat kuruluşlarının verimliğini arttıran en önemli etkenlerden birinin çok uzmanı bünyesinde barındırması değil, kuruluş içerisindeki anlayışa uyum sağlamış ama gruplaşmamış kişilerin bulunmasıdır.
Bazı Karmaşık Durumlar
Emir verenlerin oranı alışılmışın dışına çıkmaya başladığında, gereksiz bir bürokrasi tırmanışa geçer.
Böylece, kişiler arasındaki gruplaşma doğal olarak artış gösterir. Bu da çalışanların birbirini daha çok manipüle etmesine neden olur. Zamanla da kangrene dönüşebilir.

Tüm bunlar yaşanırken personel devridaim oranı da yükselir. Çünkü bariz bir biçimde hata yapanlar tam olarak bu süreçte çoğalmaya eğilimli olur.
Ama çok yöneticili işleri tamamlamayı başaranlar, kişisel deneyimime bağlı olarak diyebilirim ki; gerçekten iyi birer şantiyeci olarak sınavı başarıyla geçmiş olurlar.
Hatta birçok nitelikli şantiyecinin, çok başlı yönetimlerin bulunduğu şantiyelerden çıktığını düşünmeme önemli neden bulunduğunu söyleyebilirim.
Bu tarz oluşumlarda iyi olan şeylerden biri ise, fiziksel veya sözlü kavganın net bir biçimde daha az yaşandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ama çalışanların kendi iç dünyasındaki ruhsal gerilimlerde ise artış yaşanır.
Bunun asıl nedeni ise, çalışanlar çok iyi bilir ki; çok başlılık nedeniyle personel fazlalığı vardır ve birçok kişi kendi kadrosunu getirmiştir.
Dolayısıyla, kavga durumunda işten çıkarılma riski bu tarz oluşumların dışındakilere oranla daha yüksektir ve bu düşünce bazı davranışları dizginler. Ama işin sağlıklı ilerleyeceğini garanti edemez.
Bu örnekler sayısız bir biçimde çoğaltılabilir. Ancak temelleri hep aynı noktaya çıkar. Belirsizlik ve düzensizlik.
Her Şey İşverenle Başlar ve Biter!…
Şantiyelerdeki çok başlılığın doğuracağı sorunlar, elbette hiçbir işveren tarafından istenmez!
Ama bu durumların gerçek mimarı da bizzat kendileri ve kendi yarattıkları çok başlı canavarla savaşmak zorunda kalırlar.
Kangren olan yarayı keserler. Ama sorunlar çoğalarak devam eder. Çünkü sadece o anki duruma odaklanırlar ve sorunun kaynağını belirli kişilere yüklerler.

Bu alandaki yönetimsel sorunları önlemenin en işlevsel yollarından biri, organizasyon yapısının aceleye getirilmemesidir.
Ama asıl can alıcı iki nokta bulunur. O inşaat kuruluşunun yapısına bağlı olarak; şantiye ile merkez ofis arasında emir verenlerin sayısı azaltılarak hesap sorulabilirliğin yolu açılmalıdır.
Ancak bunun için öncelikli koşulun, vasıflı yöneticilerin işbaşında olması hayati önem taşır.
Bir diğeri ise; eğer ortaklık şeklinde bir organizasyon içerisinde hareket ediliyorsa, işverenler ana yöneticinin ve kritik görevde bulunan kişilerin kesinlikle ortaklığı oluşturan kuruluşların çalışanları dışından seçilmesi gerektiğidir.
Ama işverenler buna pek yanaşmaz. Genellikle kendilerini güvence altına almak adına öteden beri güvendikleri kişileri, ortaklığın içerisine yerleştirerek çok başlılığın yükselmesine neden olurlar.
Organizasyon yapısı ne olursa olsun!
İşverenlerin işlevsel operasyonlara odaklanmamalarının gerçek nedeni, iş kurma cesaretine sahip olmalarına rağmen düzeni sağlama becerilerinden yoksun olmalarıdır.
Burada söz ettiğimiz konular gözlem ve deneyime bağlı bir bakış açısıdır. Ticari danışmanların çok bilmişliği gibi net çözüm yolları öneremeyiz. Çünkü bu, insan aklıyla alay etmek olur ve insan doğasına aykırı davranış sergilemiş oluruz.
Ama sözlerimizi toparlamaya çalışırken şunu keskin bir biçimde söylemek, son derece yerinde olacaktır:
- Başlamış olan şantiye imalat sürecinde zamanla yarışırken emir verenlerin sayısını genel kabul görmüş değerlerin üzerine çıkardığınızda kararla imalatın gerisinde kalır ve ortaya çıkan kargaşayı çözmeye başladığınızda efsanevi yaratık Hidra gibi çıkılmaz noktaları çoğaltmış olursunuz.
İşte bu nedenler nedeniyle, her şirketin anlayışına uygun bir biçimde hesap verebilir duruma getirilmiş beyaz yakalı personelin sayısını dengede tutmaya odaklanılmalıdır.
***
Yaz aylarıyla beraber orman yangınlarının bittiği şu günlerde tekrarının yaşanmaması dileklerimle…
Yazar Vedat ÖZKAN‘ın Önceki Yazıları
Şantiyelerde Çobanlar ve Kasaplar Okumak İçin
İşverenler Şantiyelerde Kendi Çalışanları Tarafından Nasıl Mağdur Ediliyor? Okumak İçin
Şantiyelerde Eğitim ve Bilgi Ne Kadar Gerekli? Okumak İçin
Şantiyelerde %10 Yedekli Çalışmak! Okumak İçin
Afrika’daki Masun Yağışların Bilinmeyenleri! Okumak İçin
Şantiyelerde Yaş Farkı Çatışmaları Okumak İçin
İnşaat İşlerinde “Entrika” Okumak İçin
Şantiye Tecrübesi Nedir? Okumak İçin
Şantiyelerde Manipülasyon Okumak İçin
Toplumsal Ayaklanmalarda Şantiye İşçisinin Oynayacağı Rol ve Etki Okumak İçin
Vietnam ve Filipinler’den İnşaat İşçisi mi Geliyor? Okumak İçin
Masonluk: İstanbul’daki Afrikalı Kardeşler Okumak İçin
İdeal Şantiye Kadrosu Okumak İçin
Brezilya’nın Afrika’daki Varlığı Okumak İçin
Angola’nın Çin Ziyareti ve Türkiye Angola’yı Neden Önemsemeli? Okumak İçin
Toplumsal Ayaklanmalarda Şantiye İşçisinin Oynayacağı Rol ve Etki Okumak İçin
Şantiyelerde İş Bulmak!… Okumak İçin
Şantiyelerde Etik & Ahlâk Okumak İçin
Şantiyelerde Din, Irk ve Cinsellik Okumak İçin
Şantiye Patolojisi Okumak İçin
Şantiyecinin El Kitabı Okumak İçin
Türkiye’nin Yurtdışı İnşaat Politikaları Okumak İçin
İdeal Şantiye Yönetimi Okumak İçin
Gerçek Yaşamdan Alıntı: İki Mühendisin Hikâyesi Okumak İçin
Şantiye İşçisi Okumak İçin
Şantiye Odaklı İnsan Kaynakları ve Liyakati Savunmanın Gereksizliği Üzerine Düşünceler Okumak İçin
İnsan Davranışlarının Şantiyelerde Keşfi Okumak İçin
İnşaatın İşverenini Bir de Böyle Değerlendirelim! Okumak İçin


İlginizi Çekebilir
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XXX “İstikrar Tutuculuğu Yener mi?”
6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu Kapsamında Cumhurbaşkanı Kararına Karşı İtiraz ve Dava Yolu
İşverenlerin Özgeçmişinizde Aradıkları Önemli Şeyler