Vedat ÖZKAN
İnşa Etme Kültürü – İnşaat Kuruluşlarında ve Şantiyelerde İnsan Davranışları Kitabının Yazarı
İnsan kaynağına mantıksal yaklaşımlar, avcı-toplayıcı ilkel toplumlarda ve belirli bir ölçüde çadır-kabile kültürlerinde anlamlı olmuştur.
İşte bu nedenle liyakati savunmaktan vazgeçmeliyiz. Aksi halde üstün özelliklerimizin değerlendirilmemiş olmasına saplanıp kalabiliriz.
Sizin gereksinim duyduğunuz asıl şey; “cehalet” ve buna bağlı “özgüven” duygusu olmalıdır. Kısaca, dünyayı bilgisizliğin yönettiğini unutmamalı ve o kulvarda koşabilmek için buna gereksinim duyabilirsiniz.
Yapıların inşa işlerinde görev almak ise, çoğu zaman bolluğun içerisinde yer almak demektir. Durum bu olunca; şantiyelerde çalışabilmek için birçok engelin de aşılması gerekir.
İnsan kaynakları birimleri ve monolog danışmanların size sunduğu bilgi, neredeyse geçersizdir. Eğer tam tersi olsaydı inşaat işlerindeki yeteneğiniz; eş ve dost alımından daha önce değerlendirilirdi.
Bu bağlamda, inşaat işlerinde nasıl daha kolay iş bulmanın önünü açabileceğimizi dürüstçe ve gerçek yaşantıda uygulanabilecek daha yapıcı yaklaşımlarla değerlendirmeye çalışacağız.
Ayrıca bazı örnekler sunarak kendi tarz ve durumumuza uygun, daha işlevsel yollar keşfetmeye çalışacağız.
Kabullenmek
İnşaat işlerinde veya şantiyelerde üstlenilecek teknik ya da idari görevin önemini fazla büyütmemek gerekir…
Ama ustalık ve formenlik gibi sorumluluklar bunun dışında tutmalıdır. Çünkü kabul etsek de etmesek de işi fiziksel açıdan onlar gerçekleştirme ve saygınlıkları da korunmalıdır.
Ayrıca her işletmede kurulu bir düzen bulunur ve sizden istenen şey; her ne kadar dillendirilmese de, var olan o düzene uymak ve onu devam ettirmek olacaktır.
Bütün bunların yanı sıra; akli dengesi yerinde olan neredeyse herkesin idari ve yönetme görevlerini gerçekleştirebileceğini kabullenmeliyiz. Ama o yönetim tarzından memnuniyet başka bir şeydir.
Mühendisliğimizi de gözümüzde büyütmemeliyiz. Zaten birçok teknik konu evrensel ve kollektif çalışmada sorunsuz bir biçimde giderilmektedir.
Tarih boyunca günümüzün mühendislik bilgisine sahip olmadan hala varlığını sürdüren birçok yapı bulunur. Ülkemizden örnek verecek olursak, sadece ustaların inşa ettiği milyonlarca müstakil yapı bulunmakta ve bu yapılar onlarca yıldır varlığını devam ettirmektedir.
Bir başka örnek daha vermek gerekirse; depremlerde hangi yapıların daha çok hasar gördüğünü araştıracak olursak, mühendis eli değmiş yapıların ağırlıkta olduğu görülecek ve bunun adına artık “kurulu düzen” diyebiliriz.
Eğer bütün bunları kabullenirsek; liyakatin pek de önemli bir şey olmadığını keşfetmiş olacağız. Böylece inşaat işlerinde veya şantiyelerde yeni bir iş bulma veya var olan işte devamlılığı sağlamamız kolaylaşacaktır.
İtaat ve Muhtaçlık
Şantiyeye yeni başlayan bir kişi o işteki devamlılığı veya inşaat kuruluşunun bir sonraki projesinde yer almak isterse, bunun zeminini daha işe başlarken oluşturmalıdır. Aksi halde geç kalacaktır.
Yöneticilere itaatini hissettirmelidir. Çünkü onların istediği şey liyakat değil. Onlar itaat görmek ister. Çok iyi bilirler ki; iş her koşulda tamamlanacaktır. Kısaca kendilerini güvende hissetmek için, itaati bir zorunluluk olarak algılarlar.
Mantığın dışına biraz çıkarak doğru bilinen şeyi savunmak yerine; yönetene itaat etmekte başarı elde edildiyse, buna bir ekleme daha yapman gerekebilir. Çünkü itaat isteyen yöneticilerin önemli bir kısmı, yönettiği kitlenin ona muhtaç olmasını ister.
Kısaca itaat ve muhtaçmış görünümü yaratarak bunu karşı tarafa hissettirirsen o yöneticinin gideceği projelerde genellikle yer alacaksın. Özetle diyebiliriz ki; “karşı tarafa üstünlük hissi vermelisiniz.”
Ayrıca böyle durumlarda kesişen birçok nokta bulunur. Dünya görüşü, ortak maddi çıkar, birbirini koruma, geçmişten gelen bağ gibi durumlar bu iş ilişkisini biçimlendirir.
Bazı okuyucular buna tepki gösterebilir. Ancak bu bir gerçeklik olarak şantiyelerde karşımıza çıkmaktadır.
Bu, kişilikten vazgeçmek değil. Böyle davranmayı başarmak bir yetenek işidir.
- İşin uzmanı olmayan kişilerin bir şantiyeden diğer şantiyeye geçerek; işsiz kalmamalarının ve sizin sürekli iş arama konumunda olmanızın ana unsurları bunlardan oluşmaktadır…
İşte tam bu noktada nasıl bir strateji izleyeceğinize tamamen siz karar vereceksiniz.
Seçicilik
İnşaat firmalarının insan kaynakları birimleri; çoğu zaman yakın çevre, referanslı veya eski çalışanlar tarafından doldurulamayan görevler için personel ararlar. Ama usta ve formenleri belirli bir oranda bunun dışında tutmalıyız.
Bazı inşaat kuruluşlarının “yeni yetenek kazanma” üzerine oluşturdukları birimler vardır. Böyle bir birimi bünyesinde barındıran kuruluşların yeni üstlendiği projelere birçok yeni personel alınıyor, ama iş ilanları neredeyse hiç yoktur. İşte tam da bu noktada o yeni yeteneklerin nasıl belirlendiğini sorgulamak gerekir.
Diğer yandan da insan kaynakları çalışanları kendi sosyal medya hesapları üzerinden, personel aradıklarını belirten paylaşımlarda bulunurlar. Burada önde gelen asıl amaç, kişisel profilin popülerliğini arttırmaktır.
Nitekim bu tarz iş ilanlarına başvurduğunuzda, büyük olasılıkla hiç aranmayacaksınız. Burada asıl olması gereken şey, eğer bir işe alım duyurulacaksa; bunun kurumsal hesaplardan yayınlanması gerektiğidir.
Bazen de inşaat kuruluşları proje yöneticisini veya koordinatörü işe alırlar ve iş bitirme sorumluluğunu tamamen onlara teslim ederler.
Bu proje yöneticileri de ambarından saha mühendisine kadar, çalışmak istedikleri kadroların listelerini insan kaynaklarına verirler ve bu kadroların yetkinliği sorgulanmaz.
İnsan kaynakları birimi eğer bu listedeki kişilerden daha yetenekli ve işin uzmanı kişilerin bulunduğunu belirtse bile, sonuç değişmez. Hatta ve hatta bu listedeki kişilerin geçmişleri de pek sorgulanmaz.
Bir başka durumda ise; bazı iş ilanlarının aylardır veya birkaç yıldır tekrar tekrar yayınlandığını görürüz. İnşaat kuruluşuna iş ilanının gerçek olup olmadığını başvurarak sorduğumuzda ise, genellikle geri dönüş sağlarlar ve açıklamada bulunurlar.
Ama ilginçtir ki; sizin özgeçmişinizde olmayan yetenekleri özellikle sorgularlar ve reddedilirsiniz.
Bir başka durumda ise; yurtdışı şantiyelerinde yabancı dili veya İngilizceyi ön koşul olarak öne sürerler. Ama eski çalışanlardan veya tanıdıklardan böyle bir istekte bulunulmaz.
Burada bilinmesi gereken asıl şey, yurtdışı şantiyelerinde suistimal içerikli durumlarda o ülkenin dilini bilenlerin zan altında olma olasılıklarının çok daha yüksek olduğudur.
- Yurtdışı şantiyelerinin çok özel durumları dışında; İngilizce veya yabancı dil gereksinimi, bilinenin aksine hiçbir önemi yoktur. Hatta ortak konuşulacak dil olmadan gerçekleşen evlilikler var ve bu evlilikler genellikle kalıcıdır. İşte böyle bir etki karşısında; yabancı dili zorunlu hale getirmek, inşaat kuruluşlarının zayıflığıdır.
Amacımız kesinlikle inşaat kuruluşlarının insan kaynakları birimlerini kötülemek değildir. Burada konusu geçen yaklaşımlar başlı başına kurulu düzenin bir parçası olduğudur. Belki de gerekli olan düzen budur. Bunu bilemeyiz. Ama böyle yaklaşımlar, şantiyelerde çalışacak yetenekli ve bilgili kişilerin kenara itilmesine neden olmaktadır.
İradeyle Beklemek
Şantiyelerde çalışabilmek için tanıdığınız yok veya bir proje yönetim grubunun üyesi değilseniz, bu sizin hevesinizi kırmamalı. Zor da olsa bunu başaracaksınız. Önemli olan şey; şantiyelerde çalışabilmek için bilinçli strateji oluşturmanız gerektiğidir. Bunun en önemli koşulları, “iradeli olmak” ve “beklemesini bilmek”tir.
Özgeçmişlerinizi insan kaynaklarına belirli aralıklarla düzenli olarak göndermeniz gerekir. Çünkü hiçbir insan kaynağı birimi, personel alımı yapacağı zaman birkaç ay önce gönderilmiş özgeçmişi hatırlamaz.
Ama işe alım ilanı yayınlanınca da referanslar aracılığıyla o iş ilanı sizden önce kapatılabilir ve bu durumla sıkça karşılaşılmaktadır.
Yine de her duruma karşılık ulusal insan kaynakları web sitelerinde özgeçmişinizin bulunmasında yarar vardır. Nadir de olsa, aranma olasılığınız bulunur.
Önemli bir yeteneğinizin olduğunu veya o şantiye işinde gerçekten başarılı olacaksınız. Ama bunu neredeyse hiçbir insan kaynakları birimine anlatamazsınız.
Bu onların yetenek yoksunu olduğu anlamına gelmez. Sizin özgeçmişlerinizi de görmediklerini düşünmemelisiniz. Görüyorlar ve anlıyorlar. Ama insan kaynakları birimleri, belirli bir düzenin sadece emir alan uygulayıcılarıdır.
Bağlantı Yaratmak
İş konusunda dayatılan bazı durumların öyle bir algısı var ki, onları sorgulamadan kabul ederiz.
Örneğin yeteneklerinizi ve uzmanlığınızı geliştirmeniz söylenir. Ama bunların hiçbir önemi yok. Önemli olan şey kendinizi nasıl ifade edeceğinizdir.
- Eğer bir iş görüşmesinde yeteneklerinizi ön plana çıkartırsanız, elenme olasılığınızı güçlendirebilirsiniz. Çünkü bazı durumlarda yetenek ve uzmanlıklar, kurulu şantiye düzeni için tehlike olarak görülür.
Eğer bir yönetici daha önce yurtdışı şantiyelerinde görev aldıysa ve artık yerleşik düzene geçtiyse; onun yönettiği yurtdışı projelerine işçi alımları genellikle daha önce yurtdışında beraber çalıştığı kişilerden oluşacaktır. Bu çok özel bir konu olup, burada okuyucuya sadece bilgi olarak aktarılmaktadır.
Şantiye işine girme olasılığınızı artıracak en önemli durumlardan biri, aile içerikli konulardır. Bu durum genellikle dikkate alınır ve stratejik bir hata yapmazsanız ya da olağan dışı bir durum oluşmaz ise; şantiye işine girmiş olursunuz.
Şantiyenin bulunduğu bölge veya ülkeyle ilgili aile içerikli bir bağ varsa, bunun görülmesini sağlamaya çalışmalısınız. Veya orayla ilgili dikkat çekecek bir bağlantı yaratmayı başarırsanız, görüşme için çağrılma olasılığınız yükselebilir.
Yukarıda sözünü ettiğimiz bütün konular, her ölçekteki inşaat kuruluşunda gerçekleşebilir. Kuruluşun büyük olması sonucu pek etkilemez.
Şimdi bu bağlamda; ismini ve ülkesini vermemek koşuluyla, bir örnek aktarmak istiyorum!
- Nüfusça kalabalık Uzakdoğu ülkelerinden birinin en büyük inşaat kuruluşu, yaklaşık 7 aydır tek bir işe alım ilanı yayınladı. Harita Mühendisi aradıklarını belirttiler.
Unutmayalım ki inşaat işlerinde personel alımı için uygulanan yöntemler; çok az inşaat kuruluşu hariç, tüm dünyada benzer yöntemler içermektedir.
Sonuç
Şantiyelerde işe alımların liyakat ve mantığa uygun gerçekleştirilmesi en büyük temennimiz olup, bu bağlamda inşaat kuruluşları ve insan kaynaklarının uyguladıkları işe alım politikalarını onaylamıyor olabiliriz.
Ama inşaat işlerinin gelir durumu birçok sektöre göre daha iyi olması ve şantiyelerin geçici işletmeler olmaları nedeniyle, tanıdıklarla çalışmaya yönelim kendiliğinden oluşmaktadır. Çünkü kendilerini böyle güvende hissederler.
O inşaat işinin sahibi bizzat siz olsaydınız; muhtemelen aynı yöntemlerin uygulanmasına eğilim gösterebilirdiniz.
Mevlânâ’nın yüzyıllar önce söylediği “bayındır işlerinde varlık ve savaş vardır” sözü, birçok durumu özetliyor.
- İnsan kaynaklarına dayatılan işçi alım politikaları, biz insanlığın gerçek doğasını yansıtıyor. Bunu fark edip kabullenirsek, inşaat işlerinde nasıl daha kolay iş bulabileceğimizi de kendiliğinden keşfetmiş olacağız.
Eğer liyakati savunmaya yönelirsek, bu anlatım hiçbir zaman çözüm sunmayacaktır.
***
İklim değişikliğine duyarlı olmak dileklerimle…
Yazar Vedat ÖZKAN‘ın Önceki Yazıları
Şantiyelerde Etik & Ahlâk Okumak İçin
Şantiyelerde Din, Irk ve Cinsellik Okumak İçin
Şantiye Patolojisi Okumak İçin
Şantiyecinin El Kitabı Okumak İçin
Türkiye’nin Yurtdışı İnşaat Politikaları Okumak İçin
İdeal Şantiye Yönetimi Okumak İçin
Gerçek Yaşamdan Alıntı: İki Mühendisin Hikâyesi Okumak İçin
Şantiye İşçisi Okumak İçin
Şantiye Odaklı İnsan Kaynakları ve Liyakati Savunmanın Gereksizliği Üzerine Düşünceler Okumak İçin
İnsan Davranışlarının Şantiyelerde Keşfi Okumak İçin
İnşaatın İşverenini Bir de Böyle Değerlendirelim! Okumak İçin
İlginizi Çekebilir
Şantiye Tecrübesi Nedir?
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XXIII “İsrafı Bertaraf Etmek”
Şantiyelerde Manipülasyon