
Türkiye’de özel sektörün bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük sanayi yatırımlarından biri ve Rönesans Holding tarihinin en büyük yatırımı olacak Ceyhan Polipropilen (PP) Üretim Tesisi ve Terminali, Türkiye’nin cari dengesine yıllık 300 milyon dolar doğrudan katkı sağlayacak.
ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumu’ndan (DFC) PP üretim tesisi için, İspanya İhracat Kredi Ajansı’ndan (Cesce) PP üretim tesisi ve terminal yatırımları için sağlanan toplam 1,3 milyar dolarlık finansman, projenin küresel önemini ortaya koyuyor.
Söz konusu yatırım Afrika’nın en büyük şirketi Sonatrach ve dünyanın önde gelen tedarik zinciri çözüm sağlayıcılarından Stolt-Nielsen ortaklığıyla gerçekleşecek.

Türkiye’nin en büyük müteahhitlik ve yatırım gruplarından Rönesans Holding, Türkiye’de özel sektörün gerçekleştirdiği en büyük yatırımlardan biri olacak polipropilen (PP) üretim tesisi ve terminal projesi için gerekli olan finansmanı sağladı.
Toplam yatırım tutarı 2 milyar doları bulan bu önemli girişim, Türkiye’nin endüstriyel yeterliliğini artırması, dışa bağımlılığını azaltması ve küresel ticaretteki konumunu güçlendirmesi açısından stratejik bir yatırım olarak dikkat çekiyor.
PP Üretim Tesisi ve Terminal Tesisi, uluslararası finansörler tarafından ayrı ayrı finanse edildi. Bunlardan ilki PP Üretim Tesisi olup, Rönesans Holding ve Sonatrach ortaklığı ile hayata geçirilecek. Sonatrach’ın aynı zamanda hammadde sağlayıcısı olacağı tesis, 472 bin 500 metrik ton/yıl üretim kapasitesine sahip olup, Türkiye’nin polipropilen talebinin yaklaşık yüzde 17’sini karşılayacak.
Sonatrach CEO’su Rachid Hachichi ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Türkiye’ye yatırım yapma kararımızda, Türkiye’de dinamik ve büyüyen bir PP pazarı olması etkili olmuştur. Bu lokasyon, köklü ve sürekli gelişen endüstrisiyle ideal bir konum olarak öne çıkmaktadır. Derinlemesine yapılan araştırmalar, olumlu ekonomik beklentiler ortaya koymaktadır.”

Yatırımlardan ikincisi ise Stolt-Nielsen’in terminal hizmetleri alanındaki iştiraki Stolthaven Terminals ile ortaklaşa geliştirilen sıvı yük terminal tesisi olacak. Terminal tesisi hem PP üretim tesisine hem de gelecekteki potansiyel müşteriler için terminal ve hammadde depolama hizmetleri sunacak.
Konuyla ilgili konuşan Stolthaven Terminals Başkanı Guy Bessant, Rönesans Holding ile bu önemli projede ortak olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi: “Stolthaven Terminals, sıvı ve gaz hammaddelerin güvenli ve verimli bir şekilde taşınması ve depolanması konusunda 50 yılı aşkın deneyime ve karmaşık, büyük ölçekli depolama projelerinin geliştirilmesinde kanıtlanmış bir uzmanlığa sahiptir. Bu terminal, yalnızca Ceyhan PP Tesisi için depolama sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda DAPEK Endüstri Bölgesi’nin bir parçası olarak, gelecekte yerel ve uluslararası şirketlere depolama ve lojistik çözümleri sağlayabilecek.”
Güçlü Ortaklıklar ve Sürdürülebilir Uygulamalar
Her iki proje de sürdürülebilirlik ve üretim verimliliği sağlamak amacıyla çevre dostu en güncel teknolojileri kullanacak. PP üretim tesisinde, dünya genelinde üretilen PP başına en düşük sera gazı emisyonu hedeflenirken, yüzde yüz yenilenebilir elektrik ve yüksek verimli üretim yöntemlerinden faydalanılacak.
Ceyhan Polipropilen (PP) Üretim Tesisi ve Terminal projesi toplam 1,3 milyar dolarlık uluslararası finansmanla güçlü bir uluslararası ilgi çekti.
PP Üretim Tesisi için ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumu (DFC) ile Cesce sigortası altında ING (genel koordinatör & dokümantasyon bankası), BBVA, DenizBank AG – Austria, DZ BANK ve The Arab Energy Fund – TAEF (eski adıyla Apicorp) gibi uluslararası ticari bankalardan oluşan bir konsorsiyumdan finansman sağlandı. Deutsche Bank bu işlemde Cesce koordinatörü olarak görev aldı. Terminal için ise Vakıfbank’ın yanı sıra Cesce sigortası altında ING ve BBVA tarafından finansman sağlandı.
Ekonomik Etki ve Bölgesel Kalkınmaya Katkı
Otomotiv, tekstil ve ambalaj gibi ana sektörler tarafından yönlendirilen taleple dünyanın en büyük polipropilen pazarlarından biri olan Türkiye’nin toplam yıllık PP tüketimi yaklaşık 2,7 milyon ton olmasına rağmen, mevcut yerel üretim yaklaşık 100 bin ton seviyesinde bulunuyor.
PP Üretim Tesisi, DAPEK Endüstri Bölgesi’nde stratejik bir konumda yer alıyor. Yerel ekonomiyi desteklerken, Türkiye’nin dış ticaret açığını yıllık yaklaşık 300 milyon dolar azaltacak, lojistik ve finansal avantajlar sağlayacak projenin, inşaat döneminde 4.500 kişiye kadar, faaliyet döneminde ise 300 kişiye kalıcı istihdam sağlaması bekleniyor.
Proje, nitelikli istihdam olanaklarını ve iş yapma becerisini artırmayı hedefleyen girişimleri de içeriyor. Tesis için kurulan bir kaynakçılık okulu da dahil olmak üzere uygulanan programlar, bölgede eğitim ve beceri geliştirmeyi desteklerken sosyo-ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunacak.

“Türkiye’nin cari açığına 300 milyon dolar doğrudan katkı sağlayacağız”
Rönesans Holding Onursal Başkanı Dr. Erman Ilıcak, Rönesans Holding olarak ülke ekonomisine katma değer sağlayan çok sayıda projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Ilıcak, “Bizim hikâyemiz, yurtdışı müteahhitlik hizmetleriyle başladı. Bugüne kadar toplamda 50 milyar dolarlık proje gerçekleştirdik. Bunun yüzde 70’ini, yani yaklaşık 35 milyar dolarlık kısmını yurt dışında gerçekleştirdik ve dünyada bu alanda birçok ilke imza attık. Avrupa’nın en uzun tünelinden en yüksek binasına, dünyanın en büyük GTG tesisinden, en fazla sismik izolatör içeren binasına kadar geniş bir yelpazede çalıştık. Sonrasında gayrimenkul, sosyal altyapı, yenilenebilir enerji ve bugün de endüstriyel tesis yatırımlarını kapsayan büyük bir yatırım holdingi haline geldik. Son 15 yılda Dünya Bankası’nın yatırım kolu IFC ve EBRD gibi paydaşlarımızın büyük katkıları ile işlerimizi sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun şekilde yapılandırdık” dedi.
Rönesans Holding olarak iş modellerinin doğru projeyi doğru iş ortakları ile geliştirip, olması gerektiği zamanda ve şekilde tamamlama üzerine kurulu olduğunu anlatan Dr. Erman Ilıcak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Singapur devlet fonu GIC, Fransız altyapı fonu Meridiam Infrastructure, Japon ticaret devi Sojitz, Samsung C&T, TotalEnergies ile bu modelin başarılı örneğini deneyimledik. Türkiye’de bugüne kadar birçok alanda iş ortaklarımızla birlikte 10 milyar dolar yatırımı hayata geçirdik. Bu projeler çok daha büyük bir dönüşüme öncülük etti. Bütün bu deneyimlerle ve bir araya getirdiğimiz paydaşlar ile önümüzdeki dönemde dış ticaret açığımızı azaltmaya yönelik projelere odaklandık.”
Ceyhan Projelerini 12 Ülkeden Alanında Uzman Çözüm Ortakları ile Geliştirdik
Günümüzde küresel ekonomide büyük değişim rüzgarları estiğinden bahseden Dr. Erman Ilıcak, “Korumacılık artıyor, tedarik zincirleri yeniden şekilleniyor. Enerji ve üretim, yerelleşiyor. Bu dönüşüm, bizim gibi ülkeler için büyük fırsatlar içeriyor. Özellikle endüstriyel makine, plastik ve kimya, endüstriyel ve kıymetli metallerin ithal edilmesinden kaynaklanan dış ticaret açığının azaltılması için ise stratejik ağır sanayi yatırımlarının gerçekleştirilmesi gerekiyor. Son 10 yılda Türkiye’de, büyüklüğü 500 milyon doların üzerinde, savunma sanayi başta olmak üzere toplam yaklaşık 20 milyar dolarlık sanayi yatırımı yapılmış. Ama yeterli değil” dedi.
Bu alandaki dış ticaret açığını azaltmak için önümüzdeki 5 yılda bu tür projelere her yıl en az 12 milyar dolar olmak üzere toplam 60 milyar dolar kaynak ayrılması gerektiğini anlatan Dr. Erman Ilıcak, şunları söyledi: “Bu ölçekte bir yatırım hamlesi yapılması durumunda, GSYH’da yıllık 15 milyar dolar artış, dış ticaret açığında ise 10 milyar dolarlık bir azalma sağlanabilir. Rönesans Holding olarak bizim de bu amaca hizmet eden, toplam 2 milyar dolarlık Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisi ve Terminal yatırımlarımızın finansmanını uluslararası finans kuruluşları aracılığı ile sağladık. 12 ülkeden alanında uzman çözüm ortakları ile geliştirdiğimiz projelerin inşaatı devam ediyor. Bu yatırımımız faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin cari açığının azaltılmasına yıllık 300 milyon dolar doğrudan katkı sağlayacak.”
Yabancı Ortaklıklarımızın Türkiye’ye Yatırım Yapmasına Katkıda Bulunuyoruz
Dr. Erman Ilıcak, yıllar önce EBRD ve IFC ile çalışmaya başladıklarını, belirli bir seviyeye geldikten sonra ilişkileri geliştirdiklerini kaydetti. Ilıcak, şöyle konuştu: “EBRD ile beraber yaptığımız belki de en zor proje, Türkiye’nin sağlıktaki dönüşümü oldu. EBRD, dünyanın dört bir tarafındaki bilgilerini paylaştı. Bunun sonucunda Türkiye yurt dışından 15 milyar dolar finansman çekerek sağlık dönüşümünü gerçekleştirebildi. IFC ile de yıllarca proje finansmanı konusunda çalıştık. Türkiye’nin zor koşullarında her zaman IFC yanımızda oldu. Şirket ortaklıklarını gerçekleştirdik. En son Kazakistan’daki PPP hastanesini beraber yapıyoruz. Her işe başladığımızda bu işin sosyal etkisi ne olacak dediler. Kârlılık en son konuştuğumuz konu oldu. Bu yüzden her iki bankaya da minnettarım.”
Türkiye’nin etki alanının genişlediğini belirten Erman Ilıcak, “Özellikle Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerimiz çok gelişti. Ardından Afrika ülkeleri ile ilişkilerimiz gelişmeye başladı. Bugün baktığımızda Türkiye’nin kendi nüfusunun 10 katı kadar bir nüfusa hizmet sağlayan, tedavi, eğitim gibi ihtiyaçlarını giderecek bir merkez haline geldik. Biz de bunları takip ederek gelişen ilişkilerin ticarette de gelişmesini sağlıyoruz. Türkiye’deki sanayileşme hamlesinin gelişmesi için çalışıyoruz. Biz mümkün olduğu kadar, kendi ülkemizin kısıtlı kaynaklarını kullanmak yerine, başka ülkelerden finansman sağlayıp işler yapıyoruz” dedi.
İlginizi Çekebilir
Konya Nish Beyond Projesi
Kayseri Büyükşehir’den Yeni Bir Kültür Yuvası: Develi İlçe Halk Kütüphanesi
Fairmont Residences Al Marjan Island ve Fairmont Al Marjan Island Otel Projeleri