İnşaat Tedarik Dergisi

İnşaat – Yatırım – Proje – Ulaştırma – Mimarlık – Enerji – Maden – Şantiye

Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XXVI “Değişim Çağında Küresel Pazar ve Türk İnşaat Sektörü”

Demet DEMİRER

Sosyolog Y.Mimar

Değişim Mimarı İnovatif Yönetim Danışmanlığı Kurucusu

2025 yılı bütçeleriniz hazır mı? Teknoloji yatırımlarına ne kadar pay ayırdınız? Geçen sene ayırmış olduğunuz bütçeyi kullanıp şirketinizi sektörde farklı bir konuma taşımayı başarabildiniz mi?

Ne zaman bir teknoloji yatırımı üzerine konuşulsa 1999 yılında dönemin lider firmalarından birinde sektörün ilklerinden olan bir ERP implementasyon projesinde Proje Lideri olduğum günler gelir aklıma. Bir yılı aşkın bir süre uğraşıp tasarım-tedarik-imalat-sevkiyat ve şantiye süreçlerini kapsayacak şekilde tam bir sistem kurmuştuk. Bütün bu çalışmaların sonunda ay başında geçmiş ayın fatura ve kayıtlarının sisteme girilmesi ile tüm projelerin malzeme, mühendislik, imalat, montaj maliyetlerini ve projenin genel giderden aldığı payı nerede ise tek tuşa basarak raporlayabilir ve bu verileri açık siparişler, projelerin gerçekleşme oranları ve alınan ödemelerle konsolide ederek riski rahatlıkla takip edebilir hale gelmiştik. Daha da ötesi, şirket genelinde üretim ve montaj planlanırken tüm ekipler malzemeleri, siparişleri rahatlıkla görebiliyordu. Bugün ise bütün o yatırım çöp. Kriz geldi ve ben dahil bütün personel parti parti değişti. Tabi ki sonunda ERP sistemi de rafa kalktı, 2006 veya 2007’de sistemin tamamen terk edildiğini duymuştum. Neden mi? Çünkü insan yoksa teknoloji de yok. O firma bugünlerde bunun yerini nasıl dolduruyor bilemiyorum, aynı yatırımları ve emeği tekrar sarf ederek yeni bir sistem kurmuş olma ihtimali yüksek.

Bu anı, internet kullanımının yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı 25 yıl öncesine dayanıyor. Teknoloji kullanımımız o gün için çok ileri idi. Ama bugün sektörde birçok firmanın bunun dahi çok daha gerisinde olduğunu maalesef 25 yılın sektörümüzü ileri değil geri götürdüğünü görüyoruz.

O nedenle inşaat sektöründe sadece teknoloji yatırımının ön plana çıkarıldığı bütçeleri görünce, tüm departman temsilcilerinin oluşturduğu takımımızdaki hevesimizi ve heyecanımızı düşünür ve sistemi kurmak için gece yarılarına kadar harcadığımız emeğimize acırım.

İnşaat 4.0 Ölü Doğdu, Yaşasın İnşaat 5.0.

Geçen 20 yılı aşkın sürenin sonunda, dünyada tüm sektörlerde tırmanan dijital dönüşüm ışığında sektörümüzde de artan bir dijital dönüşüm merakı görüyorum. İnşaat firmalarımız dijital dönüşümü kaçırmak istemiyor. Müteahhitlerimiz projelerinde zaman, kalite ve maliyet performansını artırmak ümidi ile Endüstri 4.0’ın karşılığı olarak İnşaat 4.0’ı (Construction 4.0) kurmaya çalışıyor.

Endüstri 4.0, Alman bakış açısı ile teknolojiyi insanın yerine koyarak Çin’deki ucuz işçilikle rekabet etme amacına dayanır. İnşaat 4.0 da aynı bakışın inşaat sektörüne adapte edilmiş halidir, yani insan yerine teknoloji güdüsüne dayanır. Bütün teknoloji yatırımlarına rağmen sizlerin de inşaat 4.0’ın pek de sektörümüzde oturmadığının ve beklenen kaldıraç etkisini yaratmadığının farkında olduğunuzu düşünüyorum. Peki neden İnşaat 4.0 ölü doğdu? Çünkü genel bir çeviklikle iş sürdürülebilirliği sağlanmadan, arka planda insana ve sektörel iş birliğine, şeffaflık ve güvene değer vermeden, insana yatırım yapmadan ve daha güzel bir dünyaya hizmet etmeden yapılan dijital dönüşüm yatırımının akıbeti benim 2000’lerin başında yaşadığım deneyimden farklı olamıyor.

Diğer sektörlerdeki dönüşümden ilham alarak, 2017’lerden beri içinde bulunduğu problemlere karşı Türk İnşaat Sektörü için çevik dönüşüm üzerine konuşuyoruz. Pandemiden beri ise daha cesur bir şekilde “İnşaat Sektörünün İnsan, Çevre ve Teknoloji Odağında Yeniden İnşası” diyoruz.

Dünyanın farklı yerlerinde sektörün liderleri ve üst kurumları farklı isimler altında daha şeffaf, güvenilirliğin, iş birliğinin ön plana çıktığı bir üst model bir inşaat sektörü kurma çabasında. Bizim bu yazı dizisinde değişen dünyaya adaptasyon temeline dayandırdığımız çevikliği dünya bugün İnşaat 5.0 (Construction 5.0) başlığı altında kurmaya çalışıyor.

İnşaat 5.0, İnşaat Endüstrisindeki teknolojik ve dijital gelişmeleri Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi ve Paris Anlaşması’nda özetlenen sosyal yönlerle bütünleştirmeyi amaçlıyor.

İnşaat 5.0, sektöre sadece iş yaratma ve ekonomik büyüme olarak bakmak yerine, bunların ötesinde sektörün toplumsal hedeflere ulaşma potansiyelini kabul ederek, bunları güvenilir bir refah kaynağına dönüştürmeyi hedefliyor. Üretim sürecinin merkezine insanı ve çalışan refahını yerleştirirken gezegenimizin kısıtlamalarıyla uyumlu ve sürdürülebilir üretimi önceliklendiriyor.

Büyük veri, nesnelerin interneti, BIM, dronlar, yapay zekâ ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojilerin kullanımına dijitalleşmenin toplumsal boyutunu ekleyerek endüstrinin Anahtar Performans Göstergelerini (KPI’ler) BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi ile uyumlu hale getirerek genişletiyor.

Tek başına anlamlı bir değişimi tetikleyemeyen İnşaat 4.0, insan ve çevre için İnşaat 5.0’a dönüştüğünde dünya için anlamlı bir değişimi tetiklemek için umut vadediyor.

İnşaat Sektörünün Yeniden İnşası Globalde Sektörel Kurumların Gündeminde

Bununla beraber pandemi ve ardından tüm dünyada ortaya çıkan tedarik zinciri krizleri, ekonomik krizler ve ülkelerdeki iç dengesizlikler sektörün üst kurumlarını değişim konusunda konuşmaya mecbur etti. Bugün hangi uluslararası konferansa gitseniz sektörün liderleri değişimden ve sektörün köklü bir şekilde değişmesi gerektiğinden hatta yeniden inşasından bahsediyor. Bir yöntem önermeseler de tüm kurumlar hep aynı hedefleri ve bakış açılarını gösteriyorlar.

Sürdürülebilirlik, iş birliği, şeffaflık ve güven, erken uyarı sistemleri, inovasyon, kullanıcı ve çalışan olarak insana değer vermek, müteahhidin erken aşamada devreye girmesi ile ortak aklın ortaya çıkması, değer mühendisliği, kazan kazan sözleşmeler gibi kavramlar bütün sektörel etkinliklerin anahtar sözcükleri halini aldı.

Sektördeki köklü değişim süreci önce devam eden projelerin koşullar değiştiğinde krize girmesi ile müşteri ve müteahhit arasında çıkan uyuşmazlıkların çözümlenebilmesi için uyuşmazlık çözümü kurullarının kurulması (dispute resolution board) ve içinde bulunulan duruma hukuksal ve teknik açıdan adil bir çözüm aranması ile başladı.

Değişim rüzgârı benzer sorunların tekrar yaşanmaması ve Küresel Sürdürülebilirlik Hedeflerini kapsayabilmek için uluslararası standart sözleşme modellerinin de revizyon görmesi ile devam ediyor. Globalde FIEC (European Construction Industry Federation), CICA (Confederation of International Contractors’ Associations) gibi sektörün üst kurumları iş birliğini teşvik eden sözleşmeleri (collaborative contracts) konuşuyor ve değişimin ve belirsizliğin getirdiği riski sözleşme aşamasında adil bir şekilde yönetmenin yollarını arıyor. FIDIC ve NEC4 sözleşme formatları ise çevre ve iş birliği, insana ve kullanıcıya değer verilmesi, anlaşmazlıkların çözümü, değişimin yönetilmesi gibi konuları ön plana çıkaracak şekilde revizyonlar görüyor. Avusturalya’dan doğan ve dünyaya yayılan İşbirliğini teşvik eden sözleşmelerin uluslararası ihalelerde kullanımı ise giderek artıyor.

Değişen Global İnşaat Sektörü Pazarının Gelişimi ve Türk Müteahhitlerinin Yeri

Globaldeki bütün bu değişim karşısında uluslararası arenada medarı iftarımız İnşaat Sektörümüzün durumundaki gelişmeye bir göz atmakta fayda var.

Geçtiğimiz aylarda yayınlanan ENR250 listesinde 43 firma ile firma sayısı açısından dünya ikincisi olduk, bunun arka planında pazar payımız %3,7 ve toplam gelirimiz 18.481 milyon USD olarak gerçekleşti. Bu sayıyı daha iyi değerlendirebilmek açısından birkaç başka değeri de tabloya dökmek istiyorum:

 Ülkeİlk 250 içindeki Firma sayısıGelir Milyon USDPazar payı
1Çin  81122965.924.6
2Fransa  584919.117.0
3Amerika  3834274.06.9
4İspanya  859377.511.9
5Kore1134174.56.8
6İtalya  1331636.86.3
7Türkiye4318481.13.7
8Japonya1018132.03.6

Bu sıralamayı gelir açısından yaparsak; 6. sıradaki en yakın rakibimiz olan İtalya’nın yurt dışı inşaat faaliyetleri gelirinin 1,7 katımız olduğunu görürüz, biz onun ardından 7. sıradayız ve bu sırayı da 8. sıradaki Japonya ile nerede ise paylaşıyor konumdayız. Ülkelerin bu gelirleri kaç firma ile elde ettiklerine bakarsak Türk firmaları açısından firma başı gelirin görece ne kadar düşük olduğunu görebiliriz.

Başka bir çarpıcı karşılaştırma yapmak istersek: Fransız VINCI firmasının yurt dışı gelirinin tek başına 42.729 milyon USD ile Türk firmalarının yurt dışı gelirleri toplamının 2.3 katını bulduğunu görürüz. Daha da ötesi toplam geliri Türk firmaların gelirinden yüksek olan tek firma VINCI değil, GRUPO ACS/HOCHTIEF (Fransa) 41,620,4 milyon USD, BOUYGUES (Fransa) 30,153.0 milyon USD ve CHINA COMMUNICATIONS CONSTRUCTION GROUP LTD. (Çin)24,842.3 milyon USD gelirle tek başlarına tüm Türk Müteahhitlerin yurtdışı gelirleri toplamından çok daha fazla gelir elde etmiş durumdalar.

Bir de 43 firmamızın ilk 250 firma içindeki dağılımına göz atalım:

0-50 arası1 firma
51-100 arası5 firma
101-150 arası10 firma
151-200 arası14 firma
201-250 arası13 firma

İlk ellide sadece 1 firmamız var (48. Sırada), ilk yüzde ise toplam 6 firmamız. 43 firmanın 37’si ilk yüzde yer almıyor.

Eğer ENRtop100 listesi değerlendirilse idi: firma sayısı açısından Çin (26), A.B.D.(10), Güney Kore (9), İtalya (8) ve Japonya (7)’nın ardından 6. sırada olacaktık.

Ayrıca dünya genelinde hiçbir bölgede ve hiçbir inşaat türünde ilk 10 içinde bir tek Türk firması dahi yok. Bu arada ilk 20’de hiçbir Türk müşavir firması da yok, bu da kritik bir nokta, bu başka bir yazının konusu olabilir, şimdilik sadece bu sayının en az müteahhit sayısı kadar önemine değinip ve müteahhitlik hizmetleri açısından kaldıraç etkisi olduğunu söyleyerek geçelim.

Şimdi biraz da pandemi ve sonrasında dünyanın içinde bulunduğu krizin etkisini görebilmek için 2021-22-23’te uluslararası inşaat projeleri pazarının büyüklüğünün gelişimine göz atalım:

Pandeminin etkisi ile 2021’de küçülen gelirler toplamı 2023 itibarı ile pandemi öncesinden de daha büyük bir boyuta ulaşmış durumda. Bunda artan inşaat maliyetlerinin de etkisi olduğu düşünülebilir. 2020’de 420.4 milyar dolar olan gelirler toplamının, 2021’de 397,9 milyar dolara düştükten sonra, 2022’de 428,5 milyar dolara ve en son 2023’te 449,7 milyar dolara yükseldiği görülüyor. Bu değer pandemi öncesinin %20 fazlası.

Dünya genelinde bu yükseliş devam ederken ters orantılı olarak Türk müteahhitlerinin gelirinin ve toplam içindeki payının giderek düştüğünü görebiliyoruz.

Yılİlk 250 içindeki Türk firma sayısıTürk firmaları toplam geliri milyon usdTürk firmalarının toplam  gelirinin global gelir içindeki payı
20214220.435,45,1
20224018.960,94,4
20234318.481,13,7

Firma sayısı açısından nerede ise başa baş rekabet ettiğimiz 3. sıradaki Amerika ise bu süreçte pazar payını 6.1’den 6.9’a ve toplam yurt dışı projeler gelirini 24.185 milyon USD’den 34.274 milyon USD’ye çıkarmış durumda. Görünen o ki dünya değişimi yakalıyor ve biz ne gelirimizi ne de konumumuzu koruyabiliyoruz ve kral çıplak kalmak üzere.

Eskiyen yapı stoğu, 0 karbon hedefi ve gelişmekte olan ülkelerdeki alt yapı ihtiyacı tüm dünyada müteahhitlik hizmetlerine talebi artırıyor. Ancak globalde İnşaat 5.0 (Construction 5.0) başlığı altında toplayabileceğimiz; ihale ve sözleşme koşullarına giren dönüşüm Türk inşaat sektörünü gerekli gelişmeyi yakalayamazsa devre dışı bırakabilir.

Yurt Dışı Pazarlardaki Tren Kaçmadan Değişim Zamanı

Yeni yılın gelmesi ile şirketlerimizin en değerli adam saatlerini harcayarak falcılık yöntemleri ile geleceği tahmin etmeye çalışıyoruz ve hedefler koyup bütçeler hazırlıyoruz. Bütçenin dip toplamını tutturmak için maaş zamlarını, çalışan haklarını ve eğitim harcamalarını kısmak ise en çok başvurduğumuz yöntemlerden.

Oysa ki değişim karşısında refleks gösterebilen bir organizasyona dönüşmek ve ortak akılla deneyimlerimizden yeniden doğmak; % 0,1 (binde bir) maaş zammını yapsak mı yapmasak mı diye saatlerce konuşmaktan çok daha değerli.

Değişim çağında yıllık bütçe ve planların yerini sürekli güncellenen ihtimaller denizi aldı. Bu ihtimaller denizinden faydalanacak bir organizasyona nasıl dönüşeceğimizi düşünmek, daha yazıcıdan çıktığı anda geçerliliğini yitiren bütçeler hazırlamaktan daha iyi bir seçenek olabilir.

Coğrafi olarak uluslar arası inşaat sektörü pazarı açısından büyük bir potansiyelin merkezinde bulunuyoruz. Bu potansiyeli değerlendirebilmek, globalde inşaat sektöründe başlamış olan dönüşümü yakalamak ve ligden düşmemek için insan, teknoloji ve sistem açısından dönüşümü yakalamamız gerekiyor.

Şirketlerimizin nasıl akıllı organizasyonlara dönüşüp değişim karşısında akıllı ve hızlı tepkiler verebileceğini 4 yılı aşkın süredir “Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Dönüşüm” yazı serisinde farklı açılardan ele alıyoruz. Bu sene belki şirketlerimizin yönetim kurullarında bir anda geçersiz hale gelen yıllık bütçelerin yanı sıra “Değişim çağında nasıl çevik bir organizasyona dönüşürüz?” konusunu da tartışabiliriz.

İnşaat sektörü yurt dışında uluslar arası rekabetten koptuğu zaman global ölçekteki sektörel gelişmelerden de kopma riski taşıyor. Bunun sonucunda dijital ve organizasyonel olarak gelişmiş inovasyon kapasitesi yüksek yabancı müteahhitlerle iç pazarda da rekabet etmek zorunda kalabiliriz. İnşaat sektöründe yeni teknolojilerin ve bu teknelojilerden hakkı ile faydalanılabilmesi için şirket organizasyonlarının geliştirilmesi bir ülke meselesi haline geldi. Bu dönüşüme liderlik, devlet politikaları ve sektörel üst kurumlar ve birlikler düzeyinde önem taşıyor. Ancak herşeyi devletten beklememek lazım, sonuçta bu kurumları oluşturanlar tek tek firmalarımız. Sektördeki firmaların çıkaracakları başarı hikayesi veya liderlik sektörün değişmesinde öncü olacaktır.

Değişimden fırsatlar yarattığımız ve ENR250’de pazar payımızı artırarak yükseldiğimiz bir yıl olması dileği ile.

Hepimize kolay gelsin.

Sosyolog Y.Mimar Demet DEMİRER‘in Önceki Yazıları

Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XXV “Kurum Kültüründen Toplumsal Değişime” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XXIV “Saygı”  Okumak İçin  
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XXIII “İsrafı Bertaraf Etmek” Okumak İçin  
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XXII “Kentin İnşasında Çevik Belediyecilik” Okumak İçin 
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XXI “Şirketiniz için nasıl bir gelecek tasarlıyorsunuz?” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XX “Gelişim Yolunda Adım Adım” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim-XIX “Burada Kararları EGOM Verir” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - XVIII "Serbest Zamanlar" Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - XVII “Retrospektif” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - XVI “Davranış Bilimleri ve Çevik Proje Yönetimi” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - XV “Deprem Sonrası Hasarların Çevik Olarak Giderilmesi” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - XIV “Çevik Dijital Dönüşüm” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - XIII “Şimdi Değilse Ne Zaman?” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Dönüşüm - XII “Sektörü Yeniden İnşa Etme Vakti” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - XI “Kimse İsrafın Bedelini Ödemek Zorunda Değil” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - X “Zararın Neresinden Dönersek Kardır” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - IX “Kendi İş Gücünü Kendin Yarat” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - VIII “Çevik Liderlik ya da Geleceğe Liderlik Etmek” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - VII “Organizasyonel Çeviklik” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - VI “Sözleşmelerle Çeviklik” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - V “Yap-İşlet-Devret Projeleri” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - IV “Nasıl Çevikleşeceğiz?” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - III “Şeffaflıkla Hızlı ve Doğru Kararlar” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe Çevik Yönetim - II “Çevikleşmek için Şeffaflık; Şeffaflık için Güven” Okumak İçin
Buluttan Bile Nem Kapan İnşaat Sektöründe “Çevik Yönetim” Okumak İçin
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.