Dünyanın önde gelen yapı fuarlarından biri olan Paris’teki Uluslararası İnşaat Endüstrisi Fuarı’na (Batimat) 80’den fazla firma ile katılan Türkiye, fuarda temsili en yüksek üçüncü ülke oldu. Batimat’ın sadece Avrupa değil Avrupa’ya bağlı Afrika ülkelerine mal satmak için çok önemli bir köprü görevi gördüğüne işaret eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, Afrika kıtasının tamamının projeksiyonları ve hedefleri içerisinde olduğunu, özellikle Fransızlarla birlikte hareket ederek bu bölgelerdeki ticareti artırmak istediklerini belirtti. Türkiye’de şu anda dış pazarın düşük kurla, iç pazarın da yüksek faizle bastırıldığının altını çizen Tecdelioğlu, fabrikaların işçi çıkarmasını önlemek için kısa çalışma ödeneği tarzında bir destek beklediklerini ve bunun için resmi başvuruyu yaptıklarını söyledi.
İki yılda bir düzenlenen Batimat’ın yapı endüstrisinin çok önemli bir buluşma noktası olduğunu belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, bu fuara 9’uncu kez katıldıklarını söyledi. Türkiye’nin bu sene fuara 80’den fazla firma ile katıldığını ve İtalya ve Çin’in arkasından üçüncü sırada yer aldığını belirten Tecdelioğlu, “Batimat, geçen sene sektör olarak 1 milyar dolar ihracat yaptığımız Fransa için çok önemli olmasının yanında asıl olarak Fransa’ya bağlı çevre ülkeler ve özellikle Afrika bölgesi için çok stratejik bir önem taşıyor. Tam bir köprü niteliğinde ve bu köprüyü en iyi şekilde kullanmak istiyoruz. Biz burada sadece Fransa’daki 66 milyon insanı değil, 1 milyara yakın nüfuslu Afrika’yı hedefliyoruz.” dedi.
AFRİKA İÇİN FRANSIZLARLA YAPILACAK İŞ BİRLİKLERİ ÇOK ÖNEMLİ
Afrika’nın genelinin alım gücü düşük olmasına karşın zengin ve alım gücü yüksek bir sınıfının da olduğuna işaret eden Tecdelioğlu, “Her ülkede olduğu gibi bu ülkelerde de ister istemez Avrupa hayranlığı ve Avrupa malına karşı ciddi bir ilgi var. Yine bir taraftan Çin’le mücadele etmeye devam edeceğiz ama katma değerli mal satmak istiyorsak Fransız tüccarlarla yapacağımız iş birlikleri çok önemli. Ürettiğimiz ürünleri Türk malı olarak Fransızlar aracılığı ile daha kolay satabiliriz. Yapı malzemeleri sektörünün ihracatının yüzde 3’ü Fransa iken Afrika pazarı yüzde 15’i buluyor ve pazar devamlı değişip gelişiyor. Bu pazar için iştahımızı artırmamız ve hem Fransa hem de Afrika kıtası için ayrı stratejiler oluşturmamız lazım. Ayrıca bazı ürünlerimizi karbon ayak izine takılmadan satabileceğimiz pazar yaratma ihtiyacımız da var. 100 birim mal üretiyorsak bunun 50-55 birimini Avrupa’ya satıyoruz ve karbon ayak iziyle sorgulanacağız, bununla ilgili vergilere tâbi tutulacağız. Geriye kalan yüzde 40-45’lik malımız için karbon ayak izine takılmadan satabileceğimiz pazarlar yaratmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“İHRACATÇI KÂRSIZ İŞ YAPMAK ZORUNDA KALIYOR”
Fuarın Türkiye’de ihracatçıyı zorlayan düşük kurlara rağmen iyi geçtiğini ve milyar doların üzerinde bir iş birliğin doğmasını beklediklerini aktaran Tecdelioğlu, “Önümüzdeki yılla ilgili bütçeler ve önümüzdeki yılla ilgili kontratlar konuşuluyor. Birçok firmanın karşılıklı iş birliğine vardıklarını, sipariş aldıklarını görüyoruz. Rekabetçi bir kur olmamasına rağmen firmalarımızın ihracat yapma iştahları halen çok yüksek, çünkü yapmak zorundalar. Yurtdışından döviz bazında ham madde alıyorlar ve bu ham maddenin karşısında ihracat yapma mecburiyetleri var. Bu mecburiyeti karşılayabilmek için kârsız olsa da sipariş alıyorlar. Artık katma değerli ürün gerçekten önemli. Farklılaşmamız ve herkesin yaptığını değil, herkesin yaptığının dışında ürünler yapıyor olmamız lazım.” diye konuştu.
“İŞÇİ ÇIKARMAMAK İÇİN DEVLETTEN DESTEK İSTİYORUZ”
Türkiye’de şu anda dış pazarın düşük kurla iç pazarın da yüksek faizle bastırıldığının altını çizen Tecdelioğlu, şöyle devam etti:
“Kasım ayında faiz indirimi bekliyoruz ve eğer bir sinyal gelirse bize umut olur. Faiz indirimi sinyalinin geç gelmesi umudumuzu ve heyecanımızı maalesef kaybettiriyor. Hem içeriyi hem de dışarıyı bastıran bir krizi ilk defa yaşıyoruz. Şu anda sanayicilerimiz verimlilik, tasarruf tedbirleri ve rekabet edebilmeyle ilgili çok ciddi hesaplar yapıyor. Bu hesabı yaparken de karşımıza bu sefer işçi çıkarma geliyor. Haliyle norm kadromuzu kaybetmek istemiyoruz, işçiyi çıkarmak istemiyoruz. İhracatçılar olarak ihracatın devamı için kısa çalışma ödeneği benzeri bir destek talep ediyoruz ve bununla ilgili Çalışma Bakanlığı’na yazılı dilekçemizi verdik. Şu an ihracatçı bir can suyu istiyor. Yoksa işte görüyorsunuz fabrikalar kapanıyor, işçi çıkartılıyor ve gelen işlerde çok büyük zararlar ediliyor. Bu zararlar maalesef artık taşınabilir zararlar olmaktan çıkmış durumda.”
Çin ve Hindistan’ın ihracatçı üzerinde yarattığı sıkıntının giderek arttığını ve rekabet edemez duruma geldiklerini kaydeden Tecdelioğlu, “Çin Merkez Bankası’nın bankalara vermiş olduğu 1 trilyon dolarlık öz kaynak desteğinin yanında sektörel bazda destekler verilmesi, ihracata verilmiş olan desteklerin ve teşviklerin arttırılması gerçekten bizi çok zorluyor. Zaten Çin’le çok zor mücadele ediyorduk, şimdi daha kötü durumdayız. Bu ortamda biz de devletimizden ihracatçıya özel ayrı bir destek istiyoruz.” dedi.
“KONUT YATIRIMLARI ÖTELENİYOR, PARALAR FAİZDE BEKLİYOR”
Yapı malzemeleri sektörünün en önemli pazarı olan konut piyasasında yaşananlara da dikkat çeken Tecdelioğlu, Türkiye’nin 400 bin konutluk ihtiyacı olmasına karşın piyasa şartları nedeniyle bu talebin ötelendiğine dikkat çekti. Tecdelioğlu, şunları söyledi:
“Şu an insanlar ev kredisi alamadığı için, birinci el konutla ilgili borçlanma yapamadıkları için yenileme projesi ve kentsel dönüşüm projesi dediğimiz projelerde yüzde 50’ye yakın yavaşlama var. Ruhsatlar alınıyor ama şantiyeler kurulamıyor. Her ruhsattan sonra 2 yıl süre var ve bu 2 yılın geçmesi bekleniyor. Çünkü insanlar parasını faizde tutuyor, konuta yatırmak istemiyor. Faiz daha büyük para kazandırıyor. İşte onun için faizlerin geriye gelmesi ve düşecek algısının yaratılması birçok yatırımcıyı konuta çevirir, konuta yatırım yapmaya yönlendirir.”
“VİZE KONUSUNDA BİR RAHATLAMA BEKLİYORUM”
Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Yunus Demirer de her iki ülke arasındaki ilişkilerin son yıllarda iyiye gitmeye başladığına işaret ederek bunun daha da geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Fransız özel sektörünün Türkiye ile çok ilgili olduğunu ifade eden Demirer, “Türkiye ile çalışmak istiyorlar, Türkiye’deki gelişmeleri takip ediyorlar. Dolayısıyla burada her alanda bir potansiyel var. Biraz girişken davranıp sürekli Fransızlarla temas edip onlara kendimizi tanıtmamız lazım. Özellikle enerji ve yapay zeka konusunda ciddi iş birliklerine gidilebileceğini düşünüyorum. Yapı malzemeleri sektörü de her zaman gelişen ve önem taşıyan bir sektör. Bu sektörün öneminin azalması mümkün değil.” dedi.
Son dönemde vize ile ilgili yaşanan sıkıntılara da değinen Demirer, “Bu sorun tek tek ülkelerden değil, Avrupa Birliği’nin bir düzenlemesinden kaynaklanıyor. Avrupa’ya gelen sığınmacıların sayısının artmasıyla birlikte vize politikalarını sertleştiriyorlar. Bence bu şekilde sürdürülmesi çok mümkün değil, bir rahatlama olacaktır diye düşünüyorum. Yaşananlar iş adamlarına, öğrencilere ve sanatçılara kadar sirayet ediyor ve bunların hiçbirinin sığınmacı olmak gibi bir gayesi yok. Dolayısıyla bu işi çok global bir şekilde görmek bence yanlış bir politika ve umuyorum ki Avrupa Birliği yetkilileri de bunun artık yavaş yavaş farkına varmaya başladılar.” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir
ARCLOG, Renault Trucks ile 10 Yıllık İş Birliğini 100 Yeni Araçla Güçlendiriyor
OYAK Çimento, Üçüncü Çeyrekte %17 Büyüdü
Volvo Trucks, Euro NCAP’ten 5 Yıldız Aldı