Tüm dünyada 1974 yılından bu yana 5 Haziran’da kutlanan Dünya Çevre Günü, kamu ve halkın dikkatini çevre sorunlarına çekmeyi amaçlıyor. Her geçen yıl etkilerini daha sert hissettiren Küresel İklim Krizi’nde farkındalık çalışmalarının yetersiz kaldığını belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, Dünya Çevre Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında, “İnsanlığın anavatanı dünyamızı korumak için herkesin atması gereken adımlar var. Sürdürülebilir yarınlar için binalarımıza yalıtım yaptırmak da bunlardan biri… Binalarda enerji verimliliği sağlayan yalıtım hem çevremize hem de geleceğimize yatırım olarak büyük önem taşıyor” dedi.
Küresel iklim krizinde tehlike çanlarının çaldığına dikkat çeken İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “Mevsimlerdeki gözle görülür kaymalar, uzun kuraklık süreleri, ani yağışlarla bastıran seller, orman yangınları gibi pek çok olumsuzluğu yaşıyoruz. Günümüzün en ciddi sorunlarından biri olan İklim Krizi tehlikesini durdurmak için önce tehlikenin farkında olmak, daha sonra küçük ya da büyük demeden gerekli adımları atmak gerekiyor” dedi.
Enerji faturalarınızı yüzde 50, ülkenin enerji faturasını ise yaklaşık yüzde 15 düşürebilirsiniz
Türkiye’nin enerjisinin yüzde 71’ini, doğalgazının yüzde 99’unu ithal ettiğini belirten Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl enerji ithalatı için yaklaşık 100 milyar dolar harcandı. Bu enerjinin yüzde 31 gibi önemli bir kısmı binalarda tüketiliyor. Isı yalıtımı olmayan binalar nedeniyle kışın ısınmak, yazın serinlemek için yüksek faturalar ödeniyor ve çevre de kirletiliyor. Oysa ısı yalıtımlı binalar enerji giderlerini yüzde 50 düşürerek bütçeye önemli bir katkı sağlıyor. Hem yeni inşa edilecek binalara hem de mevcut binalara yalıtım yaptırarak ülkemizin toplam enerji faturasını da yaklaşık yüzde 15 düşürmek mümkün. Bu noktada kamu bankaları tarafından verilen yüzde 0,99 faizli, 60 aya kadar vadeli Yalıtım Kredisi ile her yıl 300 bin hanenin yalıtılması durumunda 5 yıl sonra sera gazı azaltımının 13,5 milyon ton karbondioksit civarlarında olacağı hesaplanıyor. Bu da 124 bin adet ağaçtan oluşan 50 bin dönüm orman alanının 5 yıl boyunca yuttuğu karbondioksit miktarı demek.”
İklim değişikliğini önlemek hedefiyle 2016’da imzalanan Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasının Türkiye için önemli bir adım olduğunu dile getiren İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, açıklamalarına şöyle devam etti; “Ülkemiz, Paris İklim Anlaşması kapsamında Ulusal Katkı Niyet Beyanı’nda (INDC) sera gazı azaltım hedefini yüzde 21’den yüzde 41’e çıkardı. Bu noktada binalarda daha fazla enerji verimliliği sağlayabilmek için U değerlerinin (ısıl geçirgenlik değeri) iyileştirilmesi büyük önem taşıyor. İZODER olarak U değerlerinin iyileştirilmesi için yoğun çalışmalar yürüttük ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. “Tek Yol U Dönüşü Kampanyamızı” hayata geçirip, başarıyla tamamladık. Kampanyamızın ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 19 Şubat 2022 tarihinde Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (nSEB) konsepti ile ilgili tanımlamalar mevzuatlarımıza eklendi. 1 Ocak 2023’ten itibaren parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük tüm binaların nSEB konseptine uygun inşa edilmesi zorunlu oldu. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren nSEB bina şartı 2 bin metrekareye çekiliyor. Düzenleme; “C” olan asgari enerji performansının “B”ye çıkarılmasını ve ısı yalıtımında kullanılan yalıtım malzemesi kalınlıklarında yaklaşık 2-3 cm artışı beraberinde getirdi. Bu sayede kaplamalı yalıtım camı üniteleri ile ısı yalıtım değerleri iyileştirilmiş pencerelerin kullanımı da artacaktır. Burada nSEB binaların hızla hayata geçirilmesi ve denetimlerinin doğru yapılması büyük önem taşıyor.”
Enerji israfımız gelişmiş ülkelerin 3-5 katı fazla Türkiye’de 2008 yılında tanımlanmış enerji limitlerinin kullanılmasının enerjide büyük oranda israfa neden olduğunu dile getiren İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Avrupa Birliği’nde 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü 2020 yılının başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor. Birçok gelişmiş ülkede binalar, ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık enerji tüketimi 30-50 kW olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor. Ülkemizde ise halen bina enerji tüketimi 120-150 kW (birim metrekare/yıl) seviyesinde. Yönetmelik revizyonu ile zorunlu hale gelen nSEB ile toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan sınırlı sayıdaki yapılarda enerji tüketimini 100-120 kW seviyesine çekmiş olacağız. Kapsam dışındaki binalar ise 120-150 kW mertebelerinde enerji tüketmeye devam edecek. Özetle halen enerji israfımız gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde 3 ila 5 kat daha fazla. Yarını beklemeden bugünden tüm binalarımızı nSEB konsepti ile inşa etmeliyiz. Bir an önce Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerimizi ve U değerlerimizi bu revizyonla birlikte gelişmiş ülkeler seviyesine getirmemiz gerekiyor. Ülke genelinde enerji verimli, çevreye duyarlı ve konforlu yapılaşma seferberliğini başlatarak geleceğe yatırım yapabiliriz” diyerek açıklamalarını bitirdi.
İlginizi Çekebilir
TOGG Benzeri Girişim Grubu ve Vergi Avantajıyla Entegre Paslanmaz Çelik Üretim Tesisi Kurulabilir
Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) Yönetim Kurulu İstanbul’da Toplandı
ASYÖNDER ve Apsiyon İş Birliği ile Mersin’de Tesis Yönetimi Sektörünün Dönüşümü Başlıyor!