Türkiye’nin elektrik kurulu gücü 98 bin 493 megavata ulaşırken, yenilenebilir enerji kaynakları 52 bin 353 megavatla bu kapasitenin yüzde 53,15’ini oluşturuyor.
Yenilenebilir enerji kurulu gücündeki artışla dünya sıralamasında basamakları hızla tırmanan Türkiye’nin temiz enerji haritasında, İzmir rüzgâr, Konya güneş, Aydın jeotermal, Şanlıurfa hidroelektrik ve İstanbul biyokütle kapasitesiyle lider şehirler olarak öne çıkıyor.
Yenilenebilir enerji santrallerinin toplam elektrik kapasitesi içindeki payı ağustos sonu itibarıyla yüzde 53,15’e yükseldi.
Türkiye’nin ağustos sonu itibarıyla 52 bin 353 megavat kapasiteye ulaşan yenilenebilir enerji sektöründe yatırımların ekonomik büyüklüğü 66 milyar doları buldu.
Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin elektrik kurulu gücü ağustos sonu itibarıyla 98 bin 493 megavata, toplam elektrik üretim santrali sayısı ise 10 bin 101’e ulaştı.
Bu kapasitenin 31 bin 441 megavatını hidroelektrik, 10 bin 14 megavatını rüzgâr enerjisi, 7 bin 435 megavatını güneş enerjisi ve 1650 megavatını jeotermal enerji santralleri oluşturdu. Biyokütle (atık ısı dahil) santrallerinin kapasitesi ise ağustos sonu itibarıyla 1813 megavat oldu.
Böylece, elektrik kurulu gücünün yüzde 32’sini hidroelektrik, yüzde 10,2’sini rüzgâr enerjisi, yüzde 7,5’ini güneş enerjisi, yüzde 1,7’sini jeotermal ve yüzde 1,8’ini biyokütle santralleri oluşturdu.
Rüzgârda İzmir’i Balıkesir takip ediyor
Türkiye’de mevcut durumda, 253 santralde rüzgâr enerjisi türbinleri elektrik üretimi gerçekleştiriyor. Rüzgâr enerjisinde 1635 megavatla İzmir başı çekerken, İzmir’i 1275 megavatla Balıkesir ve 808 megavatla Çanakkale izliyor. Rüzgâr enerjisinde 736,5 megavat kurulu güçle Manisa ve 412,5 megavat kurulu güçle Hatay da en fazla kapasiteye sahip ilk 5 şehir arasında yer alıyor.
İstanbul 398,7 megavat, Aydın 391 megavat, Kırklareli 379,2 megavat, Afyonkarahisar 323,8 megavat ve Kayseri 272 megavat rüzgâr enerjisi kurulu gücüyle dikkati çekiyor.
Güneş enerjisinde lider Konya
Türkiye’nin güneş enerjisinde kurulu gücü 6 bin 450 megavatı lisanssız, 620 megavatı ise lisanslı olmak üzere toplam 7 bin 70 megavat seviyesinde bulunuyor.
Bu kapasitenin 843 megavatına sahip Konya, güneş enerjisinde en yüksek kurulu güce sahip şehir olarak ilk sırada yer alıyor.
Türkiye’de dağıtık elektrik gücünün en belirgin örneği olarak değerlendirilen güneş enerjisinde Ankara 383,8 megavat, Şanlıurfa 370 megavat, Kayseri 333 megavat, İzmir 291 megavat, Afyonkarahisar 244,6 megavat, Kahramanmaraş 232 megavat, Manisa 217 megavat, Mersin 201 megavat ve Denizli 194 megavat kurulu güç bulunuyor.
Jeotermalde Aydın, biyokütlede İstanbul başı çekiyor
Jeotermal enerjisi kurulu gücünün oluşmasında yer altı kaynakların potansiyeli belirleyici olduğundan, Türkiye’deki jeotermal kapasitesi ağırlıklı olarak Ege bölgesiyle sınırlı kalıyor.
Jeotermalde Aydın 850,4 megavatla en fazla kapasite sahibi şehir olarak başı çekerken, Aydın’ı 354 megavatla Denizli, 349 megavatla Manisa, 27,3 megavatla Çanakkale, 12 megavatla İzmir ve 2,8 megavatla Afyonkarahisar takip ediyor.
Türkiye’de diğer temiz enerji kaynaklarına göre daha yavaş ilerlese de yüksek potansiyel barındıran biyokütle kurulu gücünde en yüksek kapasite 139 megavatla İstanbul’da bulunuyor.
Ankara 83,9 megavat, İzmir 58,2 megavat, Balıkesir 53,2 megavat ve Afyonkarahisar 51,5 megavatla en fazla biyokütle kapasitesine sahip ilk 5 şehir olarak öne çıkıyor.
Ayrıca, Tekirdağ’ın 44,3 megavat, Antalya’nın 40,6 megavat, Adana’nın 38,6 megavat, Samsun’un 38,3 megavat ve Konya’nın 36,2 megavat biyokütle kurulu gücüne sahip olduğu biliniyor.
Türkiye genelinde 72 şehirde hidroelektrik santrali bulunurken, 62 şehirde de biyokütle tesisi elektrik üretiyor.
Türkiye’nin temiz enerji kurulu gücü küresel kapasitenin yüzde 1,7’si seviyesinde
Türkiye, temiz enerji kurulu gücüyle geçen yıl dünyada 12’nci, Avrupa’da ise 5’inci sırada yer aldı.
21. Yüzyıl Yenilenebilir Enerji Politikaları Organizasyonu’nun (REN21) 2021 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu’na göre, jeotermal kurulu gücünde dünyada 4’üncü sırada gelen Türkiye, dünyadaki toplam kapasitenin yüzde 11’ini oluşturdu.
Öte yandan, Türkiye geçen yıl Çin’den sonra en yüksek hidroelektrik kapasitesini devreye alan ülke oldu. Türkiye, bu dönemde küresel hidroelektrik kapasitesinin yüzde 3’ünü karşıladı ve bu alanda ilk 10 ülke arasına girdi.
Türkiye’nin toplam yenilenebilir enerji kapasitesi ise küresel yenilenebilir enerji kurulu gücünün yaklaşık 1,7’sine karşılık geldi.
Rüzgâr ve güneşten elektrik üretimi dünya ortalamasının üzerinde
Temiz enerji kaynakları arasında elektrik üretiminde en yüksek payı hidroelektrik santralleri alıyor. Kuraklık nedeniyle son aylarda hidroelektrik santrallerinin üretimdeki payı düşse de geçen yıl toplam elektrik üretiminin yüzde 25,6’sı hidroelektrik santrallerinden sağlandı.
Londra merkezli araştırma kuruluşu Ember verilerine göre, Türkiye geçen yıl toplam elektrik üretiminin yüzde 12’sini rüzgâr ve güneşten karşılayarak dünya ortalamasının (yüzde 9,4) üzerinde performans gösterdi.
Türkiye’nin bu kaynaklardan sağladığı elektrik üretimi 2015-2020 döneminde 3 kat artış gösterdi. Toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı geçen yıl yüzde 43 seviyesinde gerçekleşti.
Fosil yakıtlardan kaynaklanan karbon emisyonları küresel sıcaklık artışına neden oluyor
Küresel sıcaklık artışının yol açtığı iklim krizini önlemek için fosil yakıt kullanımının en hızlı şekilde sonlandırılması gerekiyor. Küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak ve 2050’de net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için kritik önemde olan temiz enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yapılması gerekiyor.
Bu kapsamda, özellikle son yıllarda birçok ülke başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardan çıkış stratejileri ortaya koyarken, dünya çapında temiz enerji dönüşümü giderek daha yaygın hale geliyor.
Temiz enerji dönüşümü şirketlerin ve bankaların yatırım planlarını da şekillendiriyor. Şu anda dünyadaki tüm kalkınma bankaları kömür finansmanını durdururken, yenilenebilir kaynaklara yatırımları artırmayı taahhüt ediyor.
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, 2050’de net sıfır emisyonu başarmak için ülkelerin 2030’a kadar yıllık 5 trilyon dolar temiz enerji yatırımı gerçekleştirmesine ihtiyaç duyuluyor. Bu rakam, küresel enerji sektöründeki yıllık 2,3 trilyon dolarlık mevcut yatırım hacminin yaklaşık 2 katı seviyesinde bulunuyor.
Rüzgâr ve güneş enerjisinde yıllık 1000’er megavat kapasite oluşturmayı hedefleyen Türkiye’nin küresel temiz enerji yatırımlarından daha fazla pay alabilmesi, finansmana erişiminin kolaylaşması, daha fazla yabancı yatırımcı çekebilmesi ve cari açığını azaltabilmesi için yenilenebilir enerji yatırımları kritik önem taşıyor.
Türkiye’de büyüyen ekonomi ve artan nüfus, enerji ve doğal kaynaklara ihtiyacın gittikçe artmasına neden olmaktadır. 2002 yılından bu yana yıllık %5,5 büyüme ile OECD’de en hızlı büyümeyi kaydetmiştir. Bu tarih itibarıyla, Türkiye’nin temel enerji arzı iki kat artış göstermiştir. Türkiye’nin artan ekonomik performansı, toplam kurulu kapasitede 31,8 GW’tan 95,9 GW’a kayda değer bir yükseliş gösteren elektrik üretim altyapısına da yansımıştır. Ülkenin artan ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcut kapasitenin, 2019-2023 dönemi için 11. Kalkınma Planı’nda da ifade edildiği üzere özel sektör yatırımlarının artırılarak 2023 yılına kadar 110 GW’a ulaşması beklenmektedir.
2002 yılından bu yana devam eden özelleştirme ve serbestleştirme programının başarısı, tüm elektrik dağıtım varlıklarının yanı sıra elektrik üretim varlıklarının %78’ini özel sektöre devretmiş ve Hazine için 23 milyar ABD doları gelir sağlamıştır. Aynı dönemde enerji üretim, iletim ve dağıtım varlıklarında yaklaşık 100 milyar ABD doları değerinde yeni kamusal ve özel yatırım tamamlanmıştır. Piyasadaki serbestleşmeyi ve rekabeti arttırma stratejisi kapsamında, elektrik ve gaz ürünleri de dâhil olmak üzere enerji piyasalarının yönetiminden ve işletilmesinden sorumlu olan Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) 2013 yılında kurulmuştur.
Türkiye net enerji ithalatçısı bir ülkedir
İthalat bağımlılığı, yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye almak için yeni politika ve yatırım modellerinin oluşturulması ve uygulanmasının arkasındaki temel itici güç olmuştur. Önemli miktarda yenilenebilir enerji potansiyeline sahip Türkiye’deki bu potansiyelin kullanımı son on yılda artış göstermiştir. 2020 yılı sonu itibarıyla, toplam kurulu kapasitenin 30,9 GW’ını hidro, 8,8 GW’ını rüzgâr, 6,7 GW’ını ise güneş kaynakları oluşturmaktadır.
Türkiye aynı zamanda, toplamı 17,3 milyar ton olan ve çoğunlukla linyitten oluşan önemli miktarda kömür rezervine sahiptir. Türkiye’nin doğal gaz sektörünün de sürekli gelişme kaydettiğini unutmamak gerekir. Tedarik güvenliği ve mevsimsel gaz gönderim kapasitesini artırmak için Türkiye, 2018 yılında iki adet Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) terminalini devreye alarak Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesisi’nin ilk aşamasını hizmete almıştır. Bu yatırımların bir diğer amacı da, Türkiye’nin 4 bcm olan mevcut gaz depolama kapasitesini artırarak 2023 yılı itibarıyla 11 bcm seviyesine çıkarmaktır.
Kojenerasyon tesislerine destek artacak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’de kojenerasyon tesislerinin kurulu gücünün 4 bin 600 megavatı aştığını belirterek, “Önümüzdeki süreçte kullanımının daha da artacağını düşündüğümüz kojenerasyon teknolojisi ve tesislerimizin önünü açmak için elimizden geleni yapmakta kararlıyız.” dedi.
Bakan Dönmez, Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nda (ICCI 2021) yaptığı konuşmada, Türkiye’nin elektrik kurulu gücünün 98 bin 493 megavata, toplam kurulu güç içinde yenilenebilir enerjinin oranının ise yüzde 53’e ulaştığını ifade etti.
Türkiye’nin mevcut yenilenebilir enerji kurulu gücüyle dünyada 12’inci, Avrupa’da 5’inci sırada yer aldığını dile getiren Dönmez, “Tüm dünyada enerjinin geleceği olarak kabul edilen yenilenebilir enerji alanında yüksek üretim, yerli teknoloji ve yetişmiş insan kaynağı temelinde yükselen bir sektör kurmakta kararlıyız. Güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisinde de öncü ve örnek ülke olacağımıza inanıyoruz. Bu inancımızın en önemli göstergesi olarak, güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarımızda gaza sonuna kadar bastık.” diye konuştu.
Dönmez, Türkiye’nin 2002’de 19 megavat olan rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 10 bin megavatı aştığına dikkati çekti.
Güneş enerjisi kapasitesinin ise 7 bin 435 megavata ulaştığını söyleyen Dönmez, “Güneş enerjisinde 10 bine doğru göz kırpıyoruz. Rüzgâr ve güneş kurulu gücümüze 10’ar bin megavat ilave edeceğiz. Böylece, dünyada 13’üncü, Avrupa’da 8’inci olduğumuz rüzgâr da, dünyada 18’inci ve Avrupa’da 8’inci olduğumuz güneşte çok daha ön sıralarda yer alacağız.” ifadelerini kullandı.
Sanayicilere kojenerasyon tesisi kurma çağrısı
Bakan Dönmez, verimli üretim ve düşük maliyet açısından önemli gördükleri kojenerasyon tesislerinin sayısının da arttığını belirterek şunları kaydetti: “Kojenerasyon tesislerimizin kurulu gücü 4 bin 600 megavatı aştı. Isı ve elektriği aynı anda üreten çok daha verimli bir çalışma prensibine sahip bu tesislerimize olan desteğimizi de artıracağız. Isı ihtiyacı olan tüm sektörlerde kullanılabilen bu teknoloji çimento, demir-çelik, kağıt ve gıda üretimine hayat vererek, üreten Türkiye hikayemizde rol alıyor. Hastane, havalimanı ve alışveriş merkezleri gibi ısıtma ve soğutma ihtiyacı olan sosyal alanlarda hayatımızı kolaylaştıran ‘kojen’ teknolojisi karbon ayak iznimizin azaltılmasına da ciddi derecede katkı sağlıyor. Önümüzdeki süreçte kullanımının daha da artacağını düşündüğümüz kojenerasyon teknolojisi ve tesislerimizin önünü açmak için elimizden geleni yapmakta kararlıyız. Sektörün talep ve istekleri doğrultusunda daha verimli bir üretim için gereken adımları atacağız. Isı ve elektrik üretimini aynı anda yapması nedeniyle ilk bakışta ‘bir taşla iki kuş’ vuruyor gibi duran kojenerasyon tesislerimiz, karbon salımını engellemesi ve verimli üretim yapmasıyla ‘bir taşla dört kuş vuran’ üretim merkezlerimizdir.”
Bu alanda yatırımların artması için yapılan çalışmalara büyük önem verdiğini vurgulayan Dönmez, yoğun enerji tüketen tesislerde maliyetlerin azaltılabilmesi için sanayicilere kojenerasyon yatırımı yapmaları çağrısında bulundu.
Dönmez, karbon ayak izinin azaltılması, fosil yakıtların yerinin yenilenebilir kaynaklarla doldurulması ve yerküreye saygının sektörün öncelikleri arasında olduğunu dile getirerek, “Tüm dünyada tercihin çok ötesinde bir zorunluluk olan temiz enerji dönüşümünde de öncü ülke olacağız.” dedi.
Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kurulu gücü 10 bin megavatı aştı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kurulu gücünün ağustos sonu itibarıyla 10 bin megavatı aştığını bildirdi.
Bakan Dönmez, yazılı açıklamasında, yerli ve yenilenebilir enerjiyi Türkiye’nin Milli Enerji ve Maden Politikası’nın kalbi olarak gördüklerini ve bu yönde önemli adımlar attıklarını belirtti. Türkiye’nin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da 5’inci, dünyada ise 12’inci konumda olduğunu aktaran Dönmez, “Yine jeotermal enerjide Avrupa birinciliği ve dünya dördüncülüğü, hidroelektrikte Avrupa ikinciliği ve dünya dokuzunculuğuna sahibiz. Son yıllarda büyük bir aşama kaydettiğimiz güneş enerjisinde, rüzgâr da ve biyokütlede ise Avrupa sekizincisi konumundayız.” ifadelerini kullandı.
Dönmez, Türkiye’nin dünyada önemi giderek artan rüzgâr enerjisi alanında önemli bir aşamayı daha geçtiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir enerji diyerek attığımız adımlarla rüzgâr enerjisi kurulu gücümüzü 10 bin megavatın üzerine çıkarmayı ağustos sonu itibarıyla başardık. Böylece ülkemizin potansiyeline yakışır şekilde, rüzgâr kurulu gücünde 10 bin megavatı aşan dünyadaki 10 ve Avrupa’daki 5 ülke arasına girdik. İnanıyorum ki toplam kurulu gücümüzün yüzde 10,2’sine denk gelen rüzgâr enerjisi santrallerimiz giderek daha güçlü dönecek. 1998’de İzmir’de ilk rüzgâr türbinin kurulmasıyla başlayan rüzgâr enerjisi hikayemizi teşvikler ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları projelerimizle geliştirdik. 2002’de sadece 19 megavat olan rüzgâr kurulu gücünde 526 katlık devasa bir artış sağladık.” dedi.
12 milyon hanenin elektriği rüzgârdan
Türkiye’de yerli rüzgâr enerjisi ekipmanı üreten 16 tesis bulunduğu belirten Dönmez, “15 bin kişiye istihdam sağlayan, 12 milyon hanenin elektrik tüketimini karşılayan ve senelik 5,8 milyar metreküplük doğal gaz ithalatını engelleyen rüzgâr enerjimizle üretim, istihdam ve cari açığın kapanması için büyük bir destek sağlıyoruz. Türkiye’nin geleceği ve doğamızın korunması için de dönüştürücü bir role sahip olan rüzgâr enerjisi santrallerimiz sayesinde 12,5 milyon ton karbondioksit salımını engelliyoruz. Yenilenebilir enerjinin dönüştürücü ve öncü gücüyle enerjide merkez ülke Türkiye hedefimize ilerlemeyi sürdüreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kapasite artışının lideri rüzgâr oldu
Yenilenebilir enerji santrallerinin toplam elektrik kapasitesi içindeki payı ağustos sonu itibarıyla yüzde 53,15’e yükseldi.
Bu yıl ocak-ağustos döneminde 1182 megavat rüzgâr, 768 megavat güneş enerjisi, 457 megavat hidroelektrik, 328 megavat biyokütle (atık ısı dahil) ve 37 megavat jeotermal olmak üzere toplam kurulu güç 2020 yılı sonuna göre 2 bin 602 megavat arttı.
Türkiye’de bu dönemde 221,6 milyar kilovatsaat elektrik üretildi.
Söz konusu üretimin 42,7 milyar kilovatsaati hidroelektrik, 19,5 milyar kilovatsaati rüzgâr, 9,4 milyar kilovatsaati güneş, 7,1 milyar kilovatsaati jeotermal enerji santrallerinden ve 4,8 milyar kilovatsaati biyokütle santrallerinden elde edildi. Böylece, bu yıl ocak-ağustos döneminde elektriğin yüzde 37,75’ini yenilenebilir enerji santralleri karşıladı.
Bölgelerin potansiyelini kaynaklar belirliyor
Rüzgâr enerjisinde potansiyelin büyük kısmı Ege ve Marmara bölgelerinde yer alırken, bu alanda kurulu gücün 1715 megavatını İzmir, 1296 megavatını Balıkesir, yaklaşık 899 megavatını Çanakkale, 699 megavatını Manisa ve 477 megavatını İstanbul oluşturdu.
Hidroelektrikte 3 bin 128 megavatla en yüksek kapasiteye sahip Şanlıurfa’yı 2 bin 445 megavatla Elazığ, 2 bin 251 megavatla Diyarbakır, 1906 megavatla Adana ve 1815 megavatla Artvin takip etti.
Güneş enerjisinin başkenti Konya 964 megavat kapasiteyle başı çekerken, bu ili 393 megavatla Ankara, 379 megavatla Şanlıurfa, 339 megavatla Kayseri ve 298 megavatla İzmir izledi.
Ege Bölgesi’nde yoğunlaşan jeotermal enerjide en yüksek kurulu güç 848 megavatla Aydın’da inşa edildi. Aydın’ı 379 megavatla Manisa, 378 megavatla Denizli, 30 megavatla Çanakkale, 12 megavatla İzmir ve 3 megavatla Afyonkarahisar takip etti.
Biyokütle kapasitesinde ise 207 megavatla İstanbul, 123 megavatla Ankara ve 84 megavatla İzmir ilk 3 şehir olarak öne çıktı.
Sektörün ekonomik büyüklüğü artıyor
Yenilenebilir enerjide yatırım değerleri santralin kaynağı, yatırım yapılacak alanda karşılaşılan zorluklar, kullanılacak teknoloji, küresel maliyetlerin etkisi, emtia fiyatlarındaki değişkenlikler ve teşvik uygulamalarına göre değişkenlik gösteriyor.
Yenilenebilir Enerji Yatırımcıları Derneği’nin (GÜYAD) söz konusu parametreleri dikkate alarak yaptığı hesaplamaya göre, Türkiye’nin ağustos sonu itibarıyla ulaştığı toplam 52 bin 353 megavat toplam yenilenebilir enerji kapasitesiyle 66 milyar doları bulan yatırım hacmi ortaya çıktı.
Bu yatırımın 35 milyar doları hidroelektrik, yaklaşık 13 milyar doları rüzgâr, 10 milyar doları güneş enerjisi, 6 milyar doları jeotermal ve 2 milyar doları biyokütle sektöründe gerçekleşti.
Yenilenebilir enerjinin lider şirketleri
Türkiye’de en yüksek hidroelektrik kurulu güce sahip şirket 13 bin 993 megavat kapasiteyle kamu şirketi olan Elektrik Üretim AŞ olurken, bu şirketi özel sektörde 1443 megavatla Cengiz Holding izledi.
Rüzgar enerjisinde ise en yüksek kurulu güç sıralamasında Borusan EnBw 660 megavatla ilk sırada, Demirer Enerji 613,7 megavatla ikinci sırada yer aldı.
Kalyon Enerji 398 megavatla güneş enerjisinde en yüksek kapasiteye sahip yatırımcı konumunda bulunurken, bu şirketi 173,6 megavatla Cengiz Holding takip etti.
Jeotermalde 305 megavat kapasiteyle Zorlu Enerji ve 206 megavatla Gürmat öne çıktı.
Biyokütlede ise 130 megavat kapasitesi bulunan ITC ve 92,8 megavat kurulu gücüyle İSTAÇ, en yüksek kapasiteye sahip ilk iki şirket oldu.
YEKA projeleri Türkiye’nin temiz enerji kapasitesini artırmada ‘itici güç’ olacak
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) kapasite yarışlarının yıl sonuna kadar tamamlanmasıyla, 2017’de başlayan yarışmalarda toplam 6 bin megavat güneş ve rüzgâr enerjisi kapasite tahsisi gerçekleştirilmiş olacak.
Bu yılın sonunda 2 bin megavat rüzgâr enerjisi kapasite tahsisinin yapılması hedefleniyor.
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele ve cari açığın azaltılması için elektrik üretim portföyünde temiz enerji kaynaklarının payını artırmayı amaçlıyor.
Ülkenin yenilenebilir enerji kurulu gücü temmuz sonunda 52 bin 139 megavata ulaşırken, 2017’de başlayan ve mayıs ayında sonuncusu tamamlanan YEKA kapasite yarışmalarında 4 bin megavatlık güneş ve rüzgâr enerjisi kapasite tahsisi gerçekleştirildi.
Bu yıl sonunda ise toplam 42 bağlantı bölgesinde YEKA RES-3 yarışmaları yapılacak. Toplam 2 bin megavat gücünde bağlantı kapasitesinin tahsisi amacıyla rüzgâr enerjisine dayalı 42 proje için YEKA yarışması düzenlenecek.
Böylelikle, YEKA kapasite yarışlarının yıl sonuna kadar tamamlanmasıyla, 2017’de başlayan yarışmalarda toplam 6 bin megavat güneş ve rüzgâr enerjisi kapasite tahsisi gerçekleştirilmiş olacak.
Söz konusu yarışmalara ek olarak gelecek dönemde YEKA GES-4 kapsamında toplam kapasitesi bin megavat olan 15 yarışma daha düzenlenecek ve başvurular 30 Mart 2022’de alınacak.
Projelerle Türkiye’de güneş ve rüzgâr enerjisi alanlarında yerli sanayi ve ilgili yan sanayinin geliştirilmesi, nitelikli personel yetiştirilmesi ve tedarik zinciri gibi konularda yeni fırsatlar oluşturulması hedefleniyor.
2017’den bu yana yapılan YEKA yarışmaları
İlk kez 20 Mart 2017’de Konya’da 1000 megavat güneş enerjisi bağlantı kapasitesi tahsisi için gerçekleştirilen YEKA GES-1 yarışmasının sonucunda teklif edilen en düşük fiyatı kilovatsaat başına 6,99 dolar/sent ile Kalyon Güneş Teknolojileri Üretim AŞ vermişti.
Aynı yıl 3 Ağustos’ta düzenlenen ilk rüzgâr kapasitesi tahsisi yarışmasını 1000 megavat için kilovatsaat başına 3,48 dolar/sent en düşük fiyatı veren YEKA RES Elektrik Üretim AŞ ve Siemens Gamesa Yenilenebilir Enerji AŞ şirketi kazanmıştı.
Bu iki şirket ve diğer konsorsiyumlarla, güneş enerjisi kapasite tahsisi yapılmasının yanında, Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası içinde yer alan Ar-Ge merkezinde, N-tipi kristal silisyum büyütme ve hücre geliştirme başta olmak üzere, yüksek verimli fotovoltaik (PV) hücre ve modül çalışmaları, saha performansı ve enerji üretiminin artırılması konuları, enerji depolama–batarya sistemleri konuları, akıllı fabrika, kendi kendine öğrenen sistemler ve otomasyon konularında çalışmalar devam ediyor.
Siemens Gamesa Yenilenebilir Enerji, YEKA RES yarışmasını kazandıktan sonra İzmir’de Ar-Ge merkezini hayata geçirmişti. Şirket, geliştirdiği yeni teknolojileri hem Türkiye pazarına sunmayı hem de farklı pazarlara ihraç etmeyi hedefliyor.
YEKA projesinin ilk türbin fabrikasının inşaatını üstlenen firma ise İzmir Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışmalarına devam ediyor.
İkinci kez 30 Mayıs 2019’da düzenlenen 250’şer megavatlık dört alan için rüzgâr enerjisi YEKA kapasite yarışmaları 4 farklı alan için yapılmıştı. Toplam 250’şer kapasiteden oluşan dört alan için toplam 1000 megavat kapasite tahsisi gerçekleştirildi.
Bu yılın nisan ve mayıs aylarında düzenlenen ve 36 ilde toplam 1000 megavat güneş enerjisi bağlantı kapasitesi tahsisi için gerçekleştirilen 74 yarışma sonucunda en düşük fiyat 15 megavat kapasiteye sahip Osmaniye-2 bölgesi için kilovatsaat başına 18,2 kuruş olarak kayıtlara geçti.
Bu yarışmalarda en yüksek teklif ise 10 megavat kapasiteli Hakkari-2 bölgesi için kilovatsaat başına 32 kuruş olmuştu. Bu yarışmalar kapsamında toplam 74 proje için 1000 megavat kapasite tahsisi gerçekleştirilmiş oldu.
Türkiye’nin elektrik kapasitesinde güneşin payı yüzde 7,5’e yükseldi
Türkiye’nin ocak-temmuz dönemindeki toplam elektrik üretiminin yüzde 4,2’sinin sağlandığı güneş enerjisinde kurulu güç 7 bin 325 megavata ulaştı.
Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücü temmuz sonu itibarıyla 98 bin 263 megavata yükseldi.
İklim değişikliğiyle mücadele ve cari açığın azaltılması için yerli kaynak kullanımına ağırlık veren Türkiye’nin elektrik üretim portföyünde önemli yer tutan temiz enerji kaynakları, bu kapasitenin yaklaşık 52 bin megavatını oluşturdu.
Güneş enerjisi kurulu gücü temmuz sonu itibarıyla 7 bin 325 megavata yükselirken, bunun 699 megavatını lisanslı santraller, 6 bin 626 megavatını ise lisanssız santraller teşkil etti.
Bu dönemde, güneş enerjisinin toplam kurulu güç içindeki payı yüzde 7,5’e, yenilenebilir enerji kurulu gücündeki payı ise yüzde 14’e ulaştı.
Güneş enerjisinde temmuz sonu itibarıyla elektrik üretimi yapan santral sayısı ise 7 bin 995’e çıktı.
Türkiye’nin ocak-temmuz dönemindeki 188,8 milyar kilovatsaatlik toplam elektrik üretiminin 8 milyar kilovatsaati güneşten elde edildi. Böylece, güneş bu dönemde toplam elektrik üretimi içindeki payını yüzde 4,2’ye çıkardı.
Güneş enerjisinde en yüksek kapasite Konya’da
Güneş enerjisinde il bazında en yüksek kapasite 914,9 megavatla Konya’da bulunurken, bunu 390,9 megavatla Ankara, 376,7 megavatla Şanlıurfa, 335,9 megavatla Kayseri ve 294,6 megavatla İzmir takip etti.
Kahramanmaraş 250,3 megavat, Afyonkarahisar 246,4 megavat, Manisa 223,5 megavat, Gaziantep 220,3 megavat, Mersin 204,1 megavat, Antalya 197,9 megavat, Denizli 194,9 megavat, Elazığ 172,8 megavat, Eskişehir 161,4 megavat ve Isparta 160,4 megavat ile güneş enerjisi kurulu gücü en yüksek 15 şehir oldu.
Türkiye’de ilk GES İstanbul’da kuruldu
Türkiye’nin ilk termal güneş enerjisi santrali (GES) İstanbul İkitelli’de kuruldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve İnosol Enerji’nin ortak çalışmasıyla hayata geçen proje 500 kilovat kurulu gücündeydi.
Güneş enerjisinde 2014’te kurulu güç 40,2 megavat iken 2015’te 248,8 megavat seviyesine ulaştı. Bu kapasite, 2016’da 832,5 megavat, 2017’de 3 bin 420 megavat, 2018’de 5 bin 62 megavat, 2019’da 5 bin 595 megavat oldu.
Türkiye’nin güneş enerjisi kurulu gücü geçen yıl sonunda 6 bin 667 megavat olarak kayıtlara geçti.
Öte yandan, güneş enerjisi alanında Kalyon Enerji 305 megavat, Akfen Enerji 121,4 megavat ve Naturel Enerji 118 megavatla en yüksek kurulu güce sahip ilk 3 şirket olarak öne çıkıyor.
Türkiye, hidroelektrik kurulu gücünde dünyada ilk 10 ülke arasında bulunuyor
Türkiye geçen yıl devreye aldığı 2 bin 500 megavatlık hidroelektrik kapasitesiyle dünyada bu alanda en yüksek kapasiteye sahip ilk 10 ülke arasında yer aldı. Türkiye’nin hidroelektrik kurulu gücü temmuz sonu itibarıyla ise 31 bin 436 megavata ulaştı.
Türkiye’nin elektrik kurulu gücü temmuz sonu itibarıyla 98 bin 264 megavata çıktı. Bu kapasitenin yaklaşık 52 bin megavatını yenilenebilir enerji kaynakları oluşturdu.
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında en yüksek paya sahip olan hidroelektrik santrallerinin kurulu gücü ise bu dönemde 31 bin 436 megavata yükseldi.
Hidroelektrik, Türkiye’nin toplam elektrik üretim kapasitesinin yüzde 32’sini oluştururken, yenilenebilir enerji kurulu gücünden yüzde 60 pay aldı. Hidroelektrik santrallerinin sayısı ise temmuz sonu itibarıyla 735’e ulaştı.
Hidroelektrik santraller, Türkiye’nin ocak-temmuz dönemindeki 188,7 milyar kilovatsaatlik elektrik üretiminin yüzde 20,1’ini (37,9 milyar kilovatsaatini) karşıladı.
Hidroelektrik santrallerin üretimi geçen yıl ocak-temmuz döneminde üretilen 170,4 milyar kilovatsaatlik toplam elektrik üretiminin yüzde 31,6’sına (53,8 milyar kilovatsaat) karşılık gelmişti. Bu düşüşte, 2020’nin son çeyreğinden beri devam eden kuraklık etkili oldu.
Hidroelektrikte en yüksek kapasiteye sahip şehir 3 bin 128 megavatla Şanlıurfa olurken, onu 2 bin 445 megavatla Elazığ ve 2 bin 251 megavatla Diyarbakır takip etti.
Adana 1905 megavat, Artvin 1815 megavat, Samsun 1372 megavat, Bingöl 1316 megavat, Kahramanmaraş 1305 megavat, Mardin 1213 megavat ve Giresun 947 megavat hidroelektrik kapasitesiyle öne çıktı.
Antalya 808 megavat, Osmaniye 803 megavat, Erzurum 798, Siirt 793 ve Gümüşhane 679 megavatla hidroelektrik kapasitesi en yüksek ilk 15 şehir arasında yer aldı.
Türkiye’de en yüksek hidroelektrik kurulu güce sahip şirket 13 bin 993 megavat kapasiteyle kamu şirketi olan Elektrik Üretim AŞ olurken, onu özel sektörde 1443 megavatla Cengiz Holding, 1350 megavatla Enerjisa Üretim, 1137 megavatla Limak Enerji ve 852 megavatla Aydem Yenilenebilir Enerji izledi.
Türkiye’nin ilk hidroelektrik santrali Tarsus HES, 60 kilovatlık kapasiteyle 1902’de devreye alındı.
Türkiye’nin hidroelektrik kurulu gücü 1923’te 0,1 megavat, 1950’de 18 megavat, 1960’ta 412 megavat, 1990’da 6 bin 764 megavat, 2006’da 13 bin 63 megavat, 2010’da 15 bin 831 megavat, 2014’te 23 bin 643 megavat, 2016’da 26 bin 681 megavat ve 2019 sonu itibarıyla 28 bin 503 megavata ulaştı.
Uluslararası Hidroelektrik Enerjisi Kurumunun (IHA) verilerine göre, Türkiye 2 bin 500 megavatla geçen yıl Çin’den sonra en yüksek hidroelektrik kapasitesini devreye alan ülke oldu.
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, Türkiye’nin hidroelektrik kurulu gücü 2023’te 34 bin megavat seviyesine ulaşabilir.
İlginizi Çekebilir
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı
2024 Yılı Yatırım Programında En Yüksek Pay Ulaştırma ve Haberleşme ile Eğitime Verildi
Türkiye’nin Enerji Verimliliği Hareketi