Başkent Ankara’nın spor tesisi anlamında çehresini değiştirecek, 19 Mayıs Stadı’nın yerine yapılacak olan 45 bin kişilik yeni stadyum projesi için ilk kazmalar vuruldu. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve TOKİ işbirliği ile yapılan proje ile sahip olduğu spor tesisleri bakımından birçok ilin gerisinde bulunan Ankara’ya yakışan bir spor kompleksi olacak. 19 Mayıs Stadı’nın bulunduğu arazinin yerine Türkiye’nin en modern stadının inşa edileceğini belirten yetkililer, yapılacak komplike tesisler ile 24 saat yaşanılan alanların olacağını belirtiyor. İnşa edilecek 45 bin seyirci kapasiteli stat projesini 4 milyar 520 milyon TL bedel ile Yıldızlar İnşaat ve ASL İnşaat şirketleri gerçekleştirecek. Sözleşme 13 Haziran’da imzalandı. İnşaatın Mayıs 2024’te tamamlanması planlanıyor. Projenin mimarlığını ise Mimar Bahadır Kul’un kurduğu Bahadır Kul Architects (BKA) üstlendi.
2003 yılında Bahadır Kul’un kurduğu Bahadır Kul Architects (BKA) kurulduğu günden bu yana, mimarlık ve kentsel tasarım üzerine birçok proje gerçekleştirdi. Özellikle Türkiye’de stadyum projelerine Avrupa standartları getirildiğinde birçok şehirde yaptığı spor kompleksleri ile şehirlere yeni temsili yapılar kazandırdı. Şimdilerde de başkent Ankara’nın yeni simge projelerinden olmaya aday ve çok uzun zamandır beklenen Ankara Stadyumu projesi başladı. Projenin Mimarı Bahadır Kul ile hem ofislerini hem de Ankara Stadyumunu konuştuk.
Öncelikle firmanızdan bahseder misiniz?
BKA / Bahadır Kul Architects, kentsel tasarımlardan kamusal kullanım mimarisine kadar mimariye odaklanan bir mimarlık ofisi. BKA’nın şu anda İstanbul Merkez ofisinde yaklaşık 15 çalışanı bulunuyor. Kayseri Şehir Stadyumu, Kayseri Şehirlerarası Otobüs Terminali, Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi, Nevşehir Şehirlerarası Otobüs Terminali, 2003 yılında Kayseri’deki ilk ofisinde kurulan BKA marka projelerdir. Bunların dışında BKA, ulaşım, spor, kültür ve kamu yapıları gibi çeşitli projelere de imza atmıştır. Her projede, konumun ve tipolojinin verileriyle birlikte yaratıcı çözümlere gidebilmek için hem gelecekle ilişki kuran hem de kavramsal altyapıları kuvvetli süreçler izleniyor. Bahadır Kul Mimarlık ofisi, tasarım sürecini sorunsallaştıran ve her ölçekteki yapı tasarımında disiplinler arası etkileşimi önemseyen mimari tasarım yolunu izliyor. Bu bağlamda, her projeyi hem inovatif çözümlerle hem de geleceğe ilham olabilmek adına daha da ileri götürmeyi hedefliyor. 2010 yılında ikinci ofisini İstanbul’da kuran ofisimiz, mimari çalışmalarını ulusal ve uluslararası projelerle aktif olarak sürdürmektedir.
Türkiye ve yurtdışında özellikle stadyum projelerinde sizlerin imzası var. Genel stadyum projelerini düşündüğünüzde özellikle dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
Mimarlık serüvenimizde tasarladığımız yapılar çoğunlukla kamusal, dolayısıyla ölçekleri gereği mega yapılar oldular. Mega yapılarda da çatı ve cephe, tasarımların çok belirleyici bir yanını oluşturur… Bizim için kabuk, yapının tamamı sayılabilecek nitelikte ve çok değerlidir. Örneğin bir stadyum yapısında yapı, ağırlıklı olarak çatı ve kabuktan oluşur. Bu süreçte yaptığımız her tasarımda kabuğun yapıya ve kente katkılarını araştırır ve yapının uzun ömürlülüğünü, doğa ve çevresiyle olan barışıklığını göz önüne alırız. Ayrıca kolay uygulanabilirliği de gözetiriz. Çünkü bir stadyum yapısı için Avrupa’da 3-4 yıl zamanınız varken Türkiye’de bu süreç çok daha kısa olmak zorunda. Dolayısıyla yapının çok daha hızlı bitirilebilmesi için buna imkan sağlayacak malzemeleri kullanmamız gerekir.
Mega yapılarda stadyum söz konusu olduğunda üst ölçekten verilen kararların önemi artıyor. Kentli’nin mega yapıyı benimsemesi için tasarım kriterlerinde kararlaştırılan kültürel bağlamı sağlayabilmek radikal bir noktadır. 2016 yılında tamamlanan Batum Stadyumu’nda bunun örneğini görebilirsiniz. 1991’de bağımsızlığını ilan etmiş genç bir ülke olan Gürcistan, kültürel tarihine son derece önem veriyor. Gürcü halkının birlik içinde olması, genç nüfusun dinamizmi, özgür ruhu ve heyecanı Gürcistan’da belirgin şekilde görülüyor. Bu heyecan, kültürel aktivitelere verilen önemi arttırmış, özellikle özgün halk danslarının korunmasına ve gelişimine katkıda bulunmuş durumda. Bu beraberlik ve dinamizm, stadyumun ana tasarım kararına esin kaynağı olmuş.
Bir yapının insanlara hissettirdiği ilk hissi, yapı yüzeyi verir. Yaptığımız birçok tasarımda ve özellikle de stadyumlarda çatıyı cepheden ayırmıyoruz. Çatıdan başlayan ve cephede devam eden kabuk tasarımlarımızda, bu tasarımı sonuçlandıracak malzemelerle kabuklar tasarlamaya çalışıyoruz. Stadyumlar, geniş yüzeylere sahip ve bu yapılarda geniş açıklıklar söz konusudur. Bu geniş açıklıklarda düzgün duracak ve bu yüzeylerde neredeyse tek parça hissi de verebileceğimiz malzemelere yöneliyoruz. Son dönemlerde membran da kullanmaya başladık. Bunun bir örneği de Ankara Stadyumu oldu. Bütün bunlarda bizim tasarımsal çıkış noktamızı tanımlaması için estetik kaygılarla yola çıkılıyor ama bir yandan da topluma, ekonomiye olan katkısıyla irdelediğimizde yapının uzun ömürlülüğü, ekolojik oluşu da önem kazanıyor. Dolayısıyla bir noktadan sonra enerji üretebilen kabuklar tasarlamaya yöneldik. Birçok stadyum yapımızda, yapı kabuğunu bu anlamda kullanmayı denediğimiz ve başardığımız tasarımlar oldu. Sivas Stadyumu’nda yapı kabuğunu aynı zamanda güneş panelleriyle kombine ederek enerji üretmeye çalıştık. Daka Anadolu Kalkınma Ajansı’nın kabuk tasarımında, bir ofis binası olmasına rağmen çatı ve kabuk yüzeylerini ‘‘bir”miş gibi göstererek, bunu da çatı üzerinde güneş panelleri kullanarak başardık. Yani kabuk, stadyum tasarımımızın çok şeyini ifade ediyor. Bununla birlikte sürdürülebilirliği ve doğal çevreye karşı ne kadar ekolojik bir tavır sergilediğini de beraberinde getirmeli.
Ankara stadyumu çok uzun zamandır beklenen bir proje ve Ankara’nın simge projelerinden olmaya aday. Projenizden detaylı bahseder misiniz?
Tasarım:
Ankara Stadyumu Spor Kompleksi projesinin, başta altyapı ve Türkiye A Milli Takımlar olmak üzere, yerli ve yabancı kulüp takımlarına, her sınıftan okul takımına; amatör, ticari ve turizm amaçlı spor etkinliklerine, maçlarına ve hazırlıklarına ev sahipliği yapması öngörülmektedir. Türkiye tarihinde birçok “ilki” hedefleyen projenin, halkın birçok spor alanlarıyla ilgili farkındalığını artırması ile yeni bir etkinlik ve hareket alanı sağlaması da hedeflenmektedir. Bu bağlamda, Ankara Stadyum Spor Kompleksi projesi, UEFA standartlarıyla yapılan stadyumu, birçok farklı spor dallarını içeren hacimler bireysel spor salonları ve gerekli hacimleri, A Milli Takımı için gerekli hacimlerin yanında farklı ölçeklerde yeme – içme alanları ve satış birimleri ile açık/kapalı rekreasyon alanlarını bünyesinde içermektedir.
Kentsel belleğin önemi göz önünde bulundurularak arazi köşelerinde bulunan giriş aksları ve bu aksların içerdiği toplanma alanları, tasarımın çıkış noktasıdır. Bu dört aks; ülkenin doğu, batı, kuzey ve güneyini ifade etmiştir. Bu bağlamda kompleksin; başkent Ankara’da ülkenin birliğini, beraberliğini simgeleyen bir proje olması hedeflenmiştir.
Proje Kriterleri:
Bodrum kat alanı ile beraber yaklaşık 161.260 m2 inşaat alanına sahip stadyum da toplamda 45.000 seyirci kapasiteli tribün koltuklarıyla beraber, sadece maç günleri değil, yılın her günü aktif olarak kullanılabilmesi amaçlanarak ticari ve sosyal alanları da içermektedir. Bu alanlar yaya sirkülasyonunun en yoğun olduğu zemin katta kurgulanmış olmasına rağmen, stadyum yaya girişleri ile kesişmediği için maç günlerinde dahi aktif olarak kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır. Ankara Stadyumu, konfor ve teknolojik bakımdan da dünyada en üst düzeydeki stadyumların yer aldığı UEFA Elite 5 Star stadyum kategorisi kriterlerine uygun olarak tasarlanmıştır. Bu kriterler kapsamında sporcuların hazırlık, antrenman ve spor karşılaşmaları sırasında gereksinim duydukları konforları, basın mensuplarının gerek tribün ve stadyum içinde, gerekse stadyum dışında yayın yapabilmek için ihtiyaç duydukları koşulları, seyircilerin güvenli bir şekilde stadyuma girip çıkabilmelerini sağlayacak sirkülasyon örüntülerini ve stadyum içinde ihtiyaç duydukları wc, kafe gibi mekanların yeterli sayıda mevcut olmasını, seyircilerin görüş açılarının birbirlerini etkilemeyecek şekilde organize edilmesini de içermektedir.
Proje alanının çevresinde birçok önemli yapı bulunmaktadır. Mevcut durumda insanlarda yer edinmiş odak noktaları, projenin giriş akslarına referans vermektedir. Sporcu ve seyirci alanlarının planlamasında UEFA/FIFA kriterleri esas alınarak günümüz ve öngörebildiğimiz geleceğin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek, ülkemizin ev sahipliğini yaptığı dünya çapında spor organizasyonlarına ülkemiz adına uzun yıllar hizmet edebilecek modern bir kompleks olarak tasarlanmıştır. Söz konusu projede stadyum kabuğunun tasarımında futbol topunun oval formundan yola çıkılmıştır. Saklanmayan strüktür, hareketliliği betimleyen dinamik olguyu ortaya koymuştur. Yapının kabuğunda, giriş cephelerinde gün ışığından maksimum fayda sağlamak amacıyla şeffaf malzeme tercih edilmiştir.
Proje, sadece futbol için ayrılan stadyum kütlesinden oluşmamaktadır. Aynı zamanda içerisinde diğer spor dallarına da hizmet eden birimleri içeren ek yapılar çatısı altında; Tenis kortları ve gerekli hacimlerin olduğu yapı, Atletizm sahası ve ilgili birimi ve Antrenman sahası ve ilgili birimi bulunmaktadır.
Ek Yapılar:
Tenis Binası, Antrenman Binası ve Atletizm Binası
Vaziyet planında stadyum parseli içinde yer alan sahalarıyla bir bütün çalışan yapılar için tek kat veya 2 kat çözümlenen yapılardır.
Tenis binası kat alanları toplamı 1928 m2’dir. İçerisinde klüp üyelerine hizmet edecek restoran, sosyal alan ve sporcuların özel alanları yer almaktadır.
Antrenman binası kat alanları toplamı 731,58 m2’dir. Sporcuların soyunma odaları, yönetici ofisleri ve sosyal alanları yer almaktadır.
Tenis ve antrenman binası ortak kullanım kapalı otopark alanı 17.705 m2’dir. Sahaların da bulunduğu alanı kapsayan kapalı otopark 420 araç kullanımı düşünülerek tasarlanmıştır.
Atletizm binası kat alanları toplamı 1548 m2’dir. Sosyal alan, Restoran ve sporculara hizmet eden hacimlerle tasarlanmıştır. Atletizm binası ve sahasının bodrum katında 2 katlı kapalı otopark çözülmüştür. Otopark için kullanım 770 araçlıktır.
Çelik Konstrüksiyon ve Genel Malzemeler
Ankara stadyumu projesinin çelik taşıyıcı sistemi dıştan dışa yaklaşık 350 metrelik uzunlukta, eğrisel tonoz (amorf) formda; plan bazlı bakıldığında 4 yapraklı yonca formunda çatısı vardır. Mahya kotu +60,10 m’dir.
Stadyumun çatı kaplaması, yonca yaprağı formundaki bölümlerinde; 3 farklı tip membran çözümüyle tasarlanmıştır. Çelik konstrüksiyon üzeri üst örtü PTFE Membran, Alt örtü FT81 Membran ve Şeffaf güneş geçirgenliğini sağlamak istediğimiz köşelerde yer alan STFE50 Membran malzemeleriyle çözümlenmiştir. PTFE kaplı mimari membran sınıfında olan ürün, dünya genelinde stadyum yapılarında yaygın olarak kullanılan ve ilk tercih edilen ürünler arasındadır. Esnek yapısı ve ana taşıyıcıya sağladığı hafiflik sebebiyle geniş açıklıkları geçmeye elverişlidir. Yüksek mukavemetli yapısı gereği sert hava koşullarına karşı direnç gösterir ve 30 yıldan fazla kullanım ömrü sunar. Stadyum gibi mega yapılar için özel renk üretimine uygundur. Fleclight STFE 50 Transparan Membran olan ürün, stadyum yapılarında kullanıma uygun olup saha zeminin ve çimlerin ihtiyacı olan gün ışığının sağlıklı olarak iletilmesine katkı sağlar. Cama kıyasla 10 kattan fazla hafiftir. Yüksek mukavemetli yapısı sayesinde geniş açıklıkları geçmeye olanak sağlar. Ürün, yapısı gereği transparan bir etki verirken, kapalı yapıların iç mekanlarında ferah ve geniş bir etki sağlar. Frontside View FT81 Pvc Membran olan ürün, stadyum cephelerinde, çatı iç kısımlarında kullanıma uygun olup, patentli öngerilim teknolojisi sayesinde sert hava koşullarına karşı yüksek dayanım ve uzun ömür sunar. Çatı alt uygulamalarında, mikro perfore yapısı sayesinde ferah bir görünüm sağlar. Farklı renk alternatifleri ve özel renk çalışmaları ile yapı dokusuna katkı sağlar.
Bahadır Kul hakkında;
1999 yılında Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden birincilikle mezun olmuştur. Eğitimi sırasında birçok ulusal yarışmada ödüller kazanmış, mezuniyetinden sonra özellikle iç mimari tasarım uygulamalarına yönelik çalışmalar yapmıştır.
Sonrasında Erciyes Üniversitesi Mimarlık, Peyzaj ve Kentsel Tasarım programında “Tarihi Kentsel Mekânların Yeniden Kullanımı ve Fonksiyonlaşması” üzerine tezini yazarak yüksek lisansını tamamlamıştır.
İstanbul, Kayseri ve Bağdat ofislerinde yaklaşık 50 kişilik bir ekiple çalışan BKA, Bahadır Kul tarafından 2002 yılında kurulmuştur. Kayseri Şehir Stadyumu, Kayseri Otobüs Terminali, Kadir Has Kültür ve Spor Merkezi, Nevşehir Otobüs Terminali gibi yapılar, BKA’nın ilk ofisi olan Kayseri’de yapılan ilk ses getiren projelerindendir. Bunların yanı sıra, BKA birçok farklı ölçekte ulaşım, spor, kültürel ve kamusal yapılara imza atmıştır.
2010 yılında İstanbul ofisini açan BKA, ulusal ve uluslararası mimari proje üretimine devam etmektedir. Genç bir mimarlık ofisi olan BKA için disiplinler arası etkileşim ve dinamizm önemli niteliklerdir. Akademik dünyaya, profesyonel meslek kişilerine, Kamuya ve işverene olan tutum ve saygı ile bu bakış açısı ofisin tasarım süreçlerine etkilidir. BKA bu sebeple genç ve yaratıcı mimari ekibiyle proje tasarlama sürecinde devam etmektedir.
İlginizi Çekebilir
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı
2024 Yılı Yatırım Programında En Yüksek Pay Ulaştırma ve Haberleşme ile Eğitime Verildi
Türkiye’nin Enerji Verimliliği Hareketi